Birisi İngiltere’nin en eski uydusunu hareket ettirdi ve kimse ne olduğunu bilmiyor
İngiltere’nin en eski uydusu Skynet-1A, kimliği belirsiz bir el tarafından yer değiştirdi. Kim tarafından, ne zaman ve neden taşındığı hala bir sır olarak kalmaya devam ediyor. Uydu, ilk fırlatıldığında İngiltere ordusu için iletişimi sağlıyordu …
55 yıllık uydu yer değiştirdi
1969 yılında, insanların Ay’a ilk ayak basmalarından sadece birkaç ay sonra fırlatılan Skynet-1A, İngiliz kuvvetleri için iletişim sağlamak üzere Afrika’nın doğu kıyısının yukarısına yerleştirilmişti. Orijinal görevinin sona ermesinin ardından, doğal çekim kuvvetleri nedeniyle doğuya, Hint Okyanusu bölgesine kayması bekleniyordu. Ancak bugün, uydu 36.000 kilometre yükseklikte, Amerika kıtasının üzerinde, orijinal konumundan çok uzakta yer alıyor.
Çarpışma riski var
Uydunun kontrolü bir şekilde ABD’ye geçti
Skynet-1A her ne kadar İngiltere’ye ait olsa da aslında İngiltere yapımı değil. Artık faaliyette olmayan ABD’li Philco Ford tarafından üretilen uydu, Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait bir Delta roketiyle uzaya gönderilmişti. Uydu, ilk başta ABD tarafından kontrol edilmiş ancak gerekli yazılımların testinin doğrulanmasından sonra kontrolü Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne (RAF) devredilmişti.
Emekli mühendis Graham Davison, 1970’lerde uyduyu İngiltere’nin Hampshire bölgesindeki RAF Oakhanger üssünden yönettiğini belirtiyor. İlerleyen yıllarda, Skynet-1A’nın tekrar ABD’ye devredilmiş olabileceğini ancak yapılmışsa bile bunun neden yapıldığını hatırlamadığını söylüyor. Resmi kayıtlar da Davison’un bu fikrini doğruluyor gibi görünüyor. Skynet-1A’nın statüsüne ilişkin eksik de olsa resmi kayıtlar, RAF’ın Haziran 1977’de uyduyu Amerikalılara bıraktığını gösteriyor. Bunun bir bakım sürecinde yapıldığı belirtiliyor. Ancak yine de uydu hakkında çok az resmi belge ve kayıtın olması, söylemlerin varsayıma dayanıyor olması ilginç.
Normal şartlarda görev dışı kalacak olan uydular “yörünge mezarlığına” yerleştiriliyor. Bu, eski uzay çöplerinin aktif telekomünikasyon uydularına çarpma riskinin sıfır olduğu gökyüzünde daha da yüksek bir bölgeyi ifade ediyor. Bu uygulama artık standart olsa da 1970’lerde kimse uzayda sürdürülebilirlik konusunu pek düşünmüyordu.