Dünyanın şu anki nüfusu ne kadar?
Dünya nüfusu her geçen yıl artmaya devam ediyor. Üstelik bu artışın hızı da giderek artıyor. Peki ama bu artış hep böyle devam edecek mi? Son tahminler, cevabın “hayır” olduğu yönünde birleşiyor.
1804 yılında, Dünya nüfusu 1 milyara ulaşarak kritik bir eşiği aşmış oldu. Ardından geçen 218 yıl boyunca, bir sonraki milyar nüfusa ulaşma süresi giderek kısaldı ve Birleşmiş Milletler (BM) 2022 yılında Dünya’da 8 milyar insan yaşadığını duyurdu. Ve bu sayı, hızla artmaya devam ediyor.
Worldometer, günümüzde insan nüfusunun 8.179.550.700’ün biraz üzerinde olduğunu gösterirken, World Counts 8.133.842.800’ün hemen altında ve ABD Nüfus Bürosu 8.075.980.800 civarından daha düşük sayılar bildiriyor. Ancak her doğum ve ölümü tam olarak gerçekleştiği anda takip etmek pek mümkün veya makul olmadığı için bu sayıların hangisinin daha doğru olduğunu söylemek mümkün değil.
Dünya nüfusu sonsuza kadar böyle artmayacak
Dünya nüfusunun mevcut durumu hakkında hangi kaynak daha haklı olursa olsun, gezegendeki insan sayısının sonsuza kadar artmaya devam etmesi beklenmiyor. BM’nin bu yılın başlarında Dünya Nüfus Beklentileri raporunun en son sürümünde, küresel nüfusun 2080’lerin ortalarında yaklaşık 10,3 milyara ulaşacağı ve ardından 2100 yılına kadar 10,2 milyara düşeceği tahmin ediliyor.
Ancak öngörülen bu nüfus zirvesi ve düşüşü, beklenenden çok daha erken olmasının yanı sıra, gerçekleşmesi durumunda 14. yüzyıldaki Kara Ölüm’den bu yana ilk defa küresel nüfusun düşüşe geçmesi anlamına gelecek.
Ne yazık ki, küresel olarak nüfus sayıları artıyor olsa da, bu artışın yavaşladığı veya hatta düşüşe dönüştüğü bölgeler bulunuyor. Örneğin İtalya ve Japonya gibi bazı ülkeler nüfusun azalması konusunda daha çok bilinenlerin arasında olsa da, yayınlanan verilere göre, büyümenin %-2,24 olduğu Cook Adaları’nın en yüksek nüfus düşüşü seviyesine sahip olduğu görülüyor.
Elbette ülkeler bazında bakıldığında, nüfus oranları sadece ölüm ve doğum oranlarından değil, aynı zamanda göç gibi diğer faktörlerden de etkileniyor. Ancak daha erken nüfus zirvesi ve düşüşünün arkasındaki olası birincil itici güçlerden birinin azalan doğum oranları olduğu düşünülüyor. Dünya ülkelerinin ve bölgelerinin yarısından fazlasında doğurganlık oranları, teoride bir nüfusu sabit tutmak için gereken kadın başına 2,1 canlı doğum olan ikame doğurganlığının altında kalıyor.