Milyon Dolarlık Servetini Kaybedip Issız Bir Adada 27 Yıldır Tek Başına Yaşam Süren Adamın İlginç Hikâyesi
David Glasheen, çoğu insanın sadece hayalini kurduğu bir hayat yaşıyor. Avustralyalı eski bir iş adamı, servetini kaybettikten sonra dünyadan tamamen soyutlanmış bir yaşamı seçti.
Şimdi ise Avustralya’nın kuzeydoğusundaki Restoration Adası’nda neredeyse tamamen yalnız bir hayat sürdürüyor.
Onun hikâyesi, bir bakıma modern bir Robinson Crusoe hikâyesi olarak tanımlanabilir.
Servetini kaybetti ve hayatı değişti.
David Glasheen, 1987’de yaşanan borsa çöküşünde milyonlarca dolar kaybeden bir iş adamıydı. Hayatını büyük ölçüde etkileyen bu çöküş, sadece finansal olarak değil, aynı zamanda kişisel yaşamında da yıkıcı oldu.
Başarısız olan evliliği ve ticari girişimlerinin çökmesi üzerine depresyona giren David, modern yaşamdan kaçmanın bir yolunu arıyordu. Paranın insanları mutsuz ettiğini düşündü ve hayalini kurduğu sade hayatı yaşamak için bir adaya yerleşmeye karar verdi.
1997’de Restoration Adası’na yerleşti ve o günden beri burada yalnız yaşıyor.
Yanında sadece sadık köpeği Quasi ve adanın doğal güzellikleri var. Elektrik ihtiyacını güneş panelleriyle karşılayan, yiyeceklerini ise balıkçılık ve sebze yetiştiriciliğiyle sağlayan David, modern yaşamın sunduğu birçok lüksten vazgeçti. Sadece yılda bir kez zeytinyağı ve pirinç gibi ihtiyaçlar için market alışverişine gidiyor.
Evini ise adada bulunan eski bir ahşap kulübe olarak inşa etti. Günlük yaşamı sade olsa da adanın zorlu doğasıyla başa çıkmak zorunda.
Devasa tuzlu su timsahları, zehirli yılanlar ve tehlikeli hava koşulları ise adadaki yaşamın vazgeçilmez bir parçası. Adada olduğundan beri zehirli bir örümcek tarafından sokulup hastaneye kaldırılmasının dışında Glasheen, sağlıklı yaşamına devam ediyor.
Yalnız kalmak da istemiyor.
Her ne kadar cennete benzeyen bir yaşam sürse de David zaman zaman yalnızlığın zorlayıcı olduğunu kabul ediyor. Çevredeki birkaç gezgin ve zaman zaman uğrayan yelkenciler dışında insanlarla nadiren iletişim kuruyor.
Yine de internet bağlantısı sayesinde dünyayla olan sınırlı iletişimini sürdürüyor. Zaman zaman çevrim içi arkadaşlık sitelerine girip “adaya gelmek isteyen birilerini” bulmaya çalışsa da bu çabalar çoğunlukla sonuçsuz kalıyor.
Kendisi bunu esprili bir şekilde, “Tek umudum, bir gün sahile bir deniz kızının vurması.” diyerek özetliyor.
Yasal sorunlarla mücadele ediyor.
David’in adadaki huzurlu yaşamı, yıllar içinde çeşitli yasal sorunlarla da karşılaştı. Queensland Yüksek Mahkemesi, adadaki turist tesisleri ve balıkçılık tesislerini inşa etmediği için David’in adadan çıkarılmasını istedi. Ancak David, adayı terk etmemek için hukuk mücadelesi veriyor.
Onun için adada yaşamak, sadece fiziksel bir yer değil, ruhunu bulduğu bir kaçış noktası. “Başka nerede ölmek isterdim ki?” diyen David, hayatının geri kalanını burada geçirmek istiyor.
Modern bir Robinson Crusoe
David Glasheen, tıpkı Daniel Defoe’nun klasik karakteri Robinson Crusoe gibi yalnız başına doğayla iç içe bir hayat sürdürmeyi seçti. Ancak onun hikâyesi, bir kaza sonucu adaya düşmek yerine, bilinçli bir tercihin sonucu olarak şekillendi.
Modern dünyanın stresinden kaçan David, huzuru ve mutluluğu adada buldu. Her ne kadar zorluklarla dolu olsa da bu hayat onun için gerçek bir cennet.
Paradan uzak, sade bir hayatın bile ne kadar zengin olabileceğini gösteren bu hikâye bazıları için de ilham verici olabiliyor.
Siz böyle bir yaşam sürmek ister miydiniz?