Dolar 34,3826
Euro 36,8470
Altın 2.970,27
BİST 9.184,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Paz 16°C
Pts 17°C
Sal 16°C
Çar 13°C

Sosyal fayda ve kazanç etki yatırımlarında buluşuyor

Kar odaklılığın ötesine geçerek çevresel ve sosyal fayda sağlamayı hedefleyen etki yatırımları, dünya genelinde büyürken, Türkiye’de de hızla ivme kazanıyor.

Sosyal fayda ve kazanç etki yatırımlarında buluşuyor
19 Eylül 2024 19:20
60

Dünyada hem şirketler hem de kurumlar tarafından benimsenip uygulanan etki yatırımları, özel sektörün sürdürülebilir kalkınmaya katkısını artırmanın yenilikçi bir yolu olarak nitelendiriliyor.

Türkiye’de sosyal etki tahvilleri ile öne çıkan etki yatırım araçları, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin yayınladığı 2024-2028 yıllarını kapsayan Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi eylem planları arasında da yer aldı.

Etki yatırımlarının ekonomiler için önemini AA muhabirine değerlendiren Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Başekonomisti ve Direktörü Burcu Ünüvar, “Nasıl bir büyüme?” sorusuna yanıtlarının, “düşük karbonlu kalkınmadan yana olmak” şeklinde olduğunu söyledi.

Bunun için gerekli olanın, fiyat ve finansal istikrar ile çelişmeyen, ekosistem onarıcı, aktif iktisat politikaları olarak tarif edildiğini anlatan Ünüvar, şunları kaydetti:

“Ancak bu tarifi nasıl bir yatırım istediğimizi anlatırken de kullanabiliriz. Yatırımların da ekosistem onarıcı bir perspektifle gerçekleştirilmesi, bu perspektifteki finansman havuzunun genişlemesi ile projelerin bu yöne evrilmesi desteklediğimiz bir şey. Finansal kaynakların salt kar için değil, bunun yanında çevresel ve sosyal değer yaratmak için kullanıldığı yatırımlara etki yatırımları diyoruz. Bunu bir çerçeve olarak korumak ve projeleri de bu çerçeve içerisinde planlamak önemli.”

Ünüvar, projelerin nasıl üretileceğinin, iktisadi aktivitenin nasıl ele alındığıyla ilgili olduğunu ifade etti.

Dünya Bankasının 2016 tarihli bir raporuna vurgu yapan Ünüvar, raporun, ülkelerin ekonomilerini karasal aktiviteler dışında da çeşitlendirmesinden bahsettiğini aktardı.

Ünüvar, kalkınma ve etki yatırımlarından bahsedildiğinde akla sadece alışageldiğimiz makine ve fabrika görüntülerinin gelmemesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Avrupa Komisyonu tarafından ‘Okyanusları, denizleri ve kıyıları ilgilendiren bütün iktisadi aktiviteler’ olarak tanımlanan mavi ekonomiye ayrı bir pencere ayırmak gerekiyor. Ekosistem krizinin sadece iklim krizine indirgendiği, dönüşümün renginin sadece yeşil zannedildiği ve bu sebeple de kalkınma hedeflerinin gerisinde kalınan dünya ekonomisinde, yaraları sarmak için perspektifimizi genişletmemiz gerekiyor. Mavi ekonomiyi, etki yatırımlarının finansmanı içerisinde yer alabilecek mavi tahvilleri de ajandamıza eklememiz gerek. Düşünce şeklimiz değiştikçe, yeşilden maviye işin rengi de çeşitlenecek ve kalkınma yolunda geciktiğimiz hareketimiz de hızlanacaktır.”

“Büyüme için daha fazla standartlaşma ve ölçüm kriterlerine ihtiyaç var”
Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Müderrisgil de sürdürülebilirlik ile etki yatırımının toplumsal ve çevresel fayda sağlamayı amaçlasa da odakları ve stratejilerinin farklı olduğunu söyledi.

 

Küreseldeki pazara değinen Müderrisgil, şu bilgileri paylaştı:

“Küreselde etki yatırımı kapasitesi önemli ölçüde artmış olup, Global Impact Investing Network (GIIN) verilerine göre, 2022 itibarıyla piyasa değeri 1,16 trilyon dolar olarak tahmin edilmektedir. Bu büyüme, emeklilik fonları, vakıflar ve büyük varlık yöneticilerinin portföylerine giderek daha fazla etki yatırımını dahil etmesiyle ve kurumsal ilginin bu alana yönlenmesiyle ortaya çıktı. Ayrıca, çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleriyle uyum, yatırımcıların hem finansal getiri hem de ölçülebilir sosyal veya çevresel sonuçlar arayışı da bu trendi hızlandırdı.”

Müderrisgil, Türkiye’deki etki yatırımları pazarının, son 3 yılda önemli gelişmeler göstermiş büyük potansiyele sahip bir pazar olduğuna işaret etti.

Etki yatırımlarının daha etkili bir şekilde yönlendirilmesi için farkındalığın artması ve sonuçların daha şeffaf şekilde raporlanması gerektiğine dikkati çeken Müderrisgil, şu ifadeleri kullandı:

“Pazarın büyümesi için daha fazla standartlaşma ve ölçüm kriterlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çerçevede Kamu Gözetimi Kurumunun (KGK) yayımlamış olduğu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) çok kritik bir öneme sahiptir ve sürdürülebilirlik raporlamasının güvenilirliğinin artırılmasına katkı sağlamakta ve böylece daha fazla yabancı yatırımcının ülkemize gelmesinde öncü olmaktadır. Bu standartların yaygınlaştırılması kapsamında EYDK ve KGK arasında da bir protokol yapılmıştır. Yerel ve uluslararası yatırımcılar, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için etki yatırımlarını bir araç olarak görmektedir.”

“BU YATIRIMLAR, AYNI ZAMANDA UZMANLIK VE YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER DE GETİRMEKTEDİR”

Müderrisgil, Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi kapsamında etki yatırım araçlarının geliştirilmesi konusunun önemli ve olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.

Bu adımın sadece sermaye çekme taahhüdünü değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel sorunları ele alma taahhüdünü de yansıttığını dile getiren Müderrisgil, şunları kaydetti:

“Türkiye için etki yatırımlarını çekmek birkaç neden açısından kritik öneme sahiptir. Öncelikle, bu yatırımlar sadece finansal sermaye değil, aynı zamanda uzmanlık ve yenilikçi çözümler de getirmektedir. Yoksulluk, eğitim, istihdam ve çevresel sürdürülebilirlik gibi acil sorunlara çözüm sunabilirler. Yenilenebilir enerji, uygun fiyatlı erişilebilir konut ve sağlık hizmetleri gibi anahtar sektörlerde ilerlemeyi teşvik ederek uzun vadeli sosyoekonomik gelişime katkıda bulunabilirler. Ayrıca, etki yatırımları Türkiye’nin küresel rekabetçiliğini artırarak, ülkeyi sorumlu bir yatırım destinasyonu olarak konumlandırabilir.”

Müderrisgil, Türkiye’de etki yatırım araçları arasında en dikkat çekenin sosyal etki tahvilleri olduğunu ve özel sektörü toplumsal sorunları çözmek amacıyla kamu projelerine dahil ettiğini anlattı.

Türkiye’nin ilk sosyal etki tahvilinin “İstanbul Kodluyor” olduğunu hatırlatan Müderrisgil, sözlerini şöyle tamamladı:

“2023’te lanse edilen ve gençlere kodlama ve dijital beceriler kazandırarak istihdam sağlamayı hedefleyen bir projedir. Bunun yanı sıra Türkiye’de etki yatırımlarını artırmak için diğer araçların da geliştirilmesi gerekir. Örneğin, etki yatırım fonları ve yeşil tahviller, çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal gelişimi destekleyen projelere yatırım yaparak bu alandaki büyümeyi teşvik edebilir. Ayrıca, kamu ve özel sektör işbirlikleri, etki yatırımlarının yaygınlaşmasını destekleyebilir. Tüm bu yaklaşımlar, Türkiye’nin etki yatırımları alanında güçlü bir ekosistem oluşturmasına ve karma sermayenin toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunmasına yardımcı olabilir.”

KAYNAK: AA
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.