Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Paz 10°C
Pts 11°C
Sal 12°C
Çar 13°C

Antik Mısır Piramitlerinden Dubai’nin Burj Khalifa’sına: İşte İnsanlık Tarihinin Gördüğü En Yüksek Binalar!

İnsanlık, tarih boyunca hep daha yüksek binalar inşa ederek bu binalar aracılığıyla gücünü, gelişmişliğini ve teknolojisini sergiledi. Peki dünyadaki en yüksek binayı yapma savaşı nasıl başladı ve nereye gitti? Gelin anlatalım.

Antik Mısır Piramitlerinden Dubai’nin Burj Khalifa’sına: İşte İnsanlık Tarihinin Gördüğü En Yüksek Binalar!
18 Kasım 2024 22:13
28

İnsanlık tarihinin ilk yıllarından bu yana, teknolojik gelişmelerin de etkisiyle hız kazanan bir zirveye ulaşma yarışına şahit olduk.

Antik Mısır’ın piramitlerinden modern Burj Khalifa’ya kadar uzanan bu heyecan verici yolculukta nasıl aktörler bu zirve yarışına katılmıştır dersiniz? Yeterince merak ettiyseniz, dünyadaki en yüksek binayı yapma yarışında bu unvanı kazanan binalar hangileri olmuş bir bakalım.

İlk adım, Giza Piramidi ile Antik Mısır’da atıldı.

Yaklaşık 4500 yıl önce, Firavun Khufu’nun ölümsüzlüğünü simgeleyecek bir yapı istemesi ile146 metrelik yüksekliğiyle dikkat çeken Giza Piramidi doğdu.

O dönem için inanılmaz bir mühendislik harikası olan bu piramit yüzyıllar boyunca dünyanın en yüksek yapısı unvanını korudu.

Zirveye uzanan yapılar inşa etme fikri Orta Çağ’da dini bir anlam kazanarak katedrallerle kendini gösterdi.

Avrupa’nın Gotik katedralleri, Tanrı’ya daha yakın olma arzusuyla inşa edildi ve bu süreçte İngiltere’deki Lincoln Katedrali 160 metreyi aşan yüksekliğiyle gökyüzüne meydan okuyan ilk yapı olarak dikkat çekti.

Ardından Strasbourg Katedrali gibi yapılar da bu zirve yarışına katılarak estetik ve mühendisliği birleştirdi ve uzun süre dünyanın en yüksek binası unvanına sahip oldu.

Sanayi Devrimi’nin ardından, çelik ve betonun hayatımıza girmesiyle yarış başka bir boyuta taşındı!

1889’da Paris’te zirveye uzanan Eyfel Kulesi​, 300 metreyi aştı ve dönemin mühendisliğinde bir devrim yarattı.

Daha sonra Amerika sahneye çıktı ve 1931 yılında, şu an gökdelenler şehri olarak anılan New York’ta yer alan 381 metre yüksekliğinde olan Empire State Binası inşa edildi.

Bu bina yalnızca yüksekliğiyle değil, Art Deco tasarımı ve simge haline gelen görüntüsüyle hem modern çağın sembolü oldu hem de New York’taki gökdelen savaşının temellerini attı.

1970 yılındaysa, Dünya Ticaret Merkezi 416 metrelik yüksekliğiyle bu unvanın yeni sahibi oldu.

Malezya’da inşa edilen Petronas Kuleleri ise 452 metrelik yüksekliği ile 2004 yılına kadar dünyanın en yüksek binası unvanını elinde tuttu.

Tayvan’da bulunan Taipei binası, 508 metre yüksekliği ile 2004 yılında bu unvanı Petronas Kuleleri’nin elinden aldı ve 2010 yılına kadar muhafaza etmeyi başardı.

2010 yılında inşa edilen Burj Khalifa ise 828 metre yüksekliğiyle hâlâ bu unvanı elinde tutmayı başarıyor!

Dubai’nin 828 metre yüksekliğindeki Burj Khalifa’sı, bu yarışın günümüzdeki kazananı olmaya devam ediyor.

Ancak insanlık, gökyüzüne uzanma hayalinden hiç vazgeçmeyecek gibi göründüğünden, yakın zamanda Burj Khalifa’yı tahtından edecek yeni bir gökdelen görmemiz de olası gibi görünüyor

Kaynak: Smithsonian Magazine 
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.