Devrimsel buluş: Giyilebilir cihazlara insan derisi enerji verecek

Özellikle son yıllarda giyilebilir teknolojiler küçülüp gelişmiş özellikler kazanırken, enerji sağlama sorunu çözülmesi gereken en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor. Çoğu cihaz hâlâ bataryaya ihtiyaç duyarken bazıları güneş enerjisi ile şarj edilebiliyor. Ancak Carnegie Mellon Üniversitesi Future Interfaces Group araştırmacıları, insan vücudunun yaydığı enerjiyi kullanarak giyilebilir cihazları şarj etmenin yeni bir yolunu keşfetti.

Giyilebilir cihazlar için yeni bir devrim

Araştırmacılar giyilebilir cihazlarda batarya ihtiyacını tamamen ortadan kaldırabilecek devrim niteliğinde bir yenilik geliştirdi: Power-over-Skin yöntemi. Yapılan araştırmaya göre, insan vücudu 40 MHz RF enerjisini oldukça verimli bir şekilde üretebiliyor. Bu enerji, cilde temas eden bir alıcı cihaz ile kullanılarak giyilebilir elektroniklere güç sağlanabiliyor. Böylece bataryaya gerek kalmadan, sadece vücuttan gelen enerji ile cihaz çalışabiliyor. Alıcılar küçük, hafif ve giysi üzerinden bile çalışabilecek kapasitede olacak şekilde optimize edildi. Bu sayede cihaz, doğrudan ciltle temas etmeden de çalışabiliyor.

Araştırma ekibi, teknolojiyi Bluetooth özellikli bir yüzük ve kullanıcı sağlığını takip eden medikal bir bant gibi farklı cihazlar üzerinde test etti. Gelecekte bu teknoloji, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) cihazlarında da kullanılabilir. Böylece, kullanıcılar birden fazla cihazı aynı anda takabilir ve sürekli şarj etme derdi olmadan kullanabilir. Bataryasız bu yeni nesil cihazlar, daha hafif ve ince olacak, aynı zamanda nadir toprak elementlerine olan bağımlılığı azaltarak çevreye de katkı sağlayacak.

Sensörler ve mikro işlemciler için yeterli

Araştırmada, dört farklı verici konumu – sağ ayak tabanı, karın, sol bilek ve yüz – ve altı farklı alıcı konumu – sağ ayak bileği, ense, göğüs kemiği, sol ve sağ biseps ve sol işaret parmağı – üzerinde testler yapıldı. Cihazların en yüksek güç değeri 1.53 mW olarak kaydedildi; bu güç, sensörler ve mikro işlemciler için yeterli seviyede olup, aynı zamanda kablosuz iletişim sağlamaya da olanak tanıyor. Giysi üzerinden çalışma veriminde azalma olsa da, bu engelin üstesinden gelmek için daha fazla çalışma yürütülüyor.

Olumsuz bir yan etkisi olmadığını varsayarsak, bu bir devrim olma potansiyeline sahip. Nispeten basit bir saatten, fitness takip cihazları ve tıbbi cihazlar da dahil olmak üzere bir dizi başka giyilebilir cihaza kadar her şeye güç sağlayabilir. Unutulmaması gereken tek şey ise ilgili cihazın az miktarda güç ile çalışmak zorunda olması. En nihayetinde vücuttaki enerji ile RTX 4090’ı çalıştırmak mümkün değil elbette. Öte yandan yürütülen çalışma bir kavram kanıtlama niteliğinde. Dolayısıyla bunun nihai bir ürüne dönüştüğünü görmek, her yenilik gibi zaman alacaktır.