TCMB’den Türkiye’den AB’ye yapılan ihracatın analizi
TCMB’nin blog sayfası Merkezin Güncesi’nde yayınlanan analizde AB’ye ihracatta Türkiye’nin rolü işlendi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başdanışman Mahmut Günay, Uzman Ahmet Bilal Kurtoğlu, Uzman Yardımcısı Furkan Höçük tarafından, “Türkiye’nin AB’ye İhracatında Belirleyici Unsurlar” başlıklı analiz yayınlandı.
Analizde, Türkiye’nin başlıca ticaret ortağı konumundaki Avrupa Birliği’ni (AB) yapılan ihracatı ele alınıp, ihracatın belirleyicilerine yönelik bulguların özetlendi.
Türkiye ekonomisinin 2023’ün üçüncü çeyreğinden itibaren büyüme kompozisyonu açısından bir dengelenme sürecinde olduğu, diğer yandan, son dönemde küresel büyümedeki görece zayıf seyrin dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de ihracat performansını etkilediği belirtildi.
TÜRKİYE’NİN AB’YE REEL İHRACATI İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE ARTTI
2002-2007’de Türkiye’nin AB’ye reel ihracatının istikrarlı bir şekilde arttığının görülüğü vurgulanan analizde, şu değerlendirmelere yer verildi:
Ancak 2008 küresel finans krizi ihracatta belirgin bir düşüşe neden oldu. Krizin etkilerinin hafiflemesiyle birlikte Türkiye’nin AB’ye ihracatı toparlandı ve 2010-2019’da istikrarlı bir büyüme eğilimi gösterdi. Daha yakın döneme bakıldığında, Kovid-19 salgınının yarattığı sert düşüşün ardından, ihracat hızlı bir şekilde toparlanarak salgın öncesi eğilimin ima ettiği seviyenin de üzerine çıktı. 2022’nin son çeyreğinden itibaren ise, ihracatın 2010-2019 dönemi eğiliminin ima ettiği seviyenin altında bir seyir izlediğini görüyoruz.
Öte yandan, yakın dönemde AB dışına yapılan ihracatın artması Türkiye’nin toplam ihracatının gerilemesini engelledi. Bu durum, AB’ye yapılan ihracat performansının zayıflamasında AB kaynaklı etkilerin de rol oynadığına dair bir işaret olarak değerlendirilebilir.
“AB MİLLİ GELİRİ AZALDI”
Analize göre tahmin sonuçları, Türkiye’nin AB’ye mal ihracatında AB talep göstergesinin temel belirleyici olduğunu gösteriyor. Ayrıca AB’ye yapılan ihracattaki zayıf seyir, AB milli gelirinin salgın öncesi trendinin altında kalması ve ithalatın gelir esnekliğindeki azalma ile ilişkilendirilebilir.