Türkiye-Almanya ilişkileri: İstanbul görüşmesi yeni bir başlangıcın habercisi mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 19 Ekim’de İstanbul’da buluştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 19 Ekim’de İstanbul’da buluştu.
İki lider Eylül ayında New York’taki toplantılarının ardından son iki ayda ikinci kez yüz yüze görüşmüş oldu.
Baş başa ve heyetler arası görüşmelerde iki ülke ilişkilerinde yeni bir işbirliği dönemini başlatacak düzeyde kararlar alındı.
Bu kapsamda en önemli somut gelişme, Türk ve Alman yönetimlerinin “hükümetlerarası istişare mekanizmasını” canlandırma kararı almaları oldu.
Scholz basın toplantısında, Türkiye ile hükümetlerarası müzakereleri tekrar başlatmak istediklerini dile getirdi.
Şansölye, “Bu şekilde birçok ikili yapı, dış politika ile ilgili veya savunma sanayisindeki işbirliğiyle ilgili formatlar yeniden canlandırıldı. Almanya, AB nezdinde de AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi için çaba harcıyor” ifadelerini kullandı.
Ankara ve Berlin “hükümetlerarası istişare mekanizmasını” 2016 senesinde oluşturmuşlardı.
Mekanizmanın ilk ve son toplantısı, 22 Ocak 2016’da Berlin’de, dönemin başbakanları Angela Merkel ve Ahmet Davutoğlu liderliğinde yapılmıştı.
Bu toplantıda ağırlıklı olarak güvenlik, göç, ekonomi gibi alanlara yoğunlaşılmıştı.
Almanya Federal Meclisi’nin 2 Haziran 2016’da 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıması ve Türkiye’deki darbe girişiminin ardından Batı ile ilişkilerin sekteye uğraması nedeniyle mekanizma bir daha toplanamamıştı.
Erdoğan-Scholz görüşmesinde alınan bu kararla birlikte tarafların yakın bir zamanda mekanizmayı canlandırmaları ve ikili ilişkilerde tüm alanları güçlendirecek süreci başlatmaları bekleniyor.
Bunun özellikle ekonomi alanında somut sonuçlar vermesi her iki tarafın da hedefi.
İki lider de 50 milyar doları aşan ticaret hacminin 60 milyar dolara çıkartılması hedefini dile getiriyor.
Savunmada işbirliği dönemi
Almanya’nın yeni dönemde özellikle stratejik işbirliği alanlarında ilerleme sağlamak istediği biliniyor.
Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği askeri ürünlerin satışı konusunda tavır değişikliğinin en önemli nedenlerinden birinin bu olduğu kaydediliyor.
Scholz ve Erdoğan’ın basın toplantısında yaptıkları açıklamalar bu konuda taraflar arasında önemli bir uzlaşıya varıldığına işaret ediyor.
Erdoğan, “Savunma sanayi ürünlerinin tedariki bağlamında geçmişte yaşanan bazı sıkıntıları artık geride bırakarak iş birliğimizi geliştirmeyi arzu ediyoruz. Bu konuda değerli dostum Scholz’un gayretlerini takdirle karşıladığımı bugün bir kez daha ifade etmek istiyorum,” sözleriyle bu konuda şansölyenin bizzat devrede olduğunu ortaya koydu.
Scholz ise Türkiye ile NATO içinde müttefiklik ilişkisine vurgu yaptı ve savunma sanayi konusunda daha fazla işbirliği mesajı verdi.
İki liderin görüşmesinde en merak edilen konulardan biri Almanya’nın İngiltere, İspanya ve İtalya ile birlikte geliştirdiği Eurofighter savaş uçaklarının Türkiye’ye satışı konusuydu.
Almanya satışa uzun süredir itiraz ediyordu.
Ancak Ekim ayı başında, Berlin’in izniyle teknik bir ekibin Türkiye’ye gelerek görüşmelere başladığı haberleri çıkmıştı.
Scholz, Erdoğan ile basın toplantısında Eurofighter satışı ile ilgili bir soruya süreci İngiltere’nin yöneteceğini söyleyerek yanıt verdi.
Scholz, “Başlangıç aşamasında olan projeler var. Örneğin İngiliz hükümetinin sürdürdüğü müzakereler var. Bu konuda tabii gelişmeler olacak. Burada ilerlemeler olacak,” ifadelerini kullandı.
Reuters haber ajansına konuşan bir İngiliz hükümet yetkilisi ise Eurofighter uçaklarının Türkiye’ye potansiyel satışı ile ilgili “yol alamaya devam ettiklerini” söyledi.
Almanya, Scholz’ün ziyaretinden sadece bir hafta önce Türkiye’ye yaklaşık 250 milyon euro tutarında güdümlü hava savunma füzesi ve torpidoların satışını onaylamıştı.
Bu adım İstanbul görüşmesi öncesinde önemli bir jest ve mesaj olarak nitelendirilmişti.
Göç konusu tekrar masada
Erdoğan ve Scholz’ün gündeminde yer alan bir diğer önemli başlık göç konusu oldu.
Türkiye ve Almanya, 2015 yılının sonundan bu yana özellikle Suriye’den kaynaklanan göç konusunda işbirliği içindeler.
Bu süreç, 18 Mart 2016’da Türkiye ile Avrupa Birliği arasında hala yürürlükte olan işbirliği anlaşmasının temeli olmuştu.
Almanya, bu işbirliği sayesinde gelen mülteci sayısında azalma olduğunu ancak organize suç örgütleri ve insan kaçakçılığı alanlarında ortak çalışmaların devam etmesi gerektiği düşüncesinde.
Türkiye’den sığınma başvuruları
Türkiye ile müzakere edilen önemli bir diğer konu da son yıllarda ekonomik gerekçelerle Almanya’ya sığınma başvurusunda bulunan Türk vatandaşlarının sayısındaki büyük artış.
Alman diplomatik kaynaklara göre, sığınma başvurusunda bulunan Türklerin sadece yaklaşık yüzde 5’ine onay veriliyor.
Başvurusu kabul edilmeyenlerin bir bölümü Türkiye’ye dönerken Almanya’da yasa dışı şekilde kalmaya devam edenlerin de olduğu biliniyor.
Almanya, sayıları 15 bine yaklaşan Türklerin ülkelerine geri gönderilmeleri için Ankara ile bir süredir müzakere halinde.
Alman basınına çıkan haberlerde, tarafların bu vatandaşların toplu şekilde gönderilmesi için uzlaştıkları iddia edildi. Ankara, bu iddiaları doğrulamadı.
Berlin, Ankara ile ilişkilerin ilerletilmesi sayesinde bu konuda işbirliğini geliştirme arayışında.
AB ile ilişkilerde ilerleme yok
Erdoğan-Scholz görüşmesinde Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılması konusu da gündeme geldi ancak bu yönde olumlu bir mesaj verilmedi.
Scholz, Türkiye ile Yunanistan arasında gelişen diyalogdan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Şansölye, “Türkiye ile AB arasında ilişkilerin de gelişmesini arzu ediyoruz. Türk Dışişleri Bakanı’nın bu yıl ağustos ayında beş yıldan beri ilk kez AB’nin Gayrıresmi Dışişleri Bakanları Konferansı’na katılmış olmasından dolayı da büyük memnuniyet duydum,” demekle yetindi.
Erdoğan ise gümrük birliğinin güncellenmesi ve vize serbestisi konularında adım atılması beklentisini bir kez daha dile getirdi.
Almanya, insan hakları, demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü alanlarında yeniden reform sürecine dönülmesi ve Kıbrıs sorununda BM parametreleri kapsamında yeni bir sürecin başlaması durumunda Türkiye-AB ilişkilerinde istenilen canlanmanın sağlanacağı mesajını veriyor.
Rusya ile diyalog arayışı
İki liderin görüşmesinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi de ele alındı.
Alman basını, Scholz’ün Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile diyaloğundan yararlanmak istediğini, böylece barış anlaşması için kanal açmayı umduğunu yazdı.
Scholz, Türkiye ve Almanya’nın bu çatışmada aynı noktada olduklarını vurguladı.
Scholz, “Ukrayna bize güvenebiliyor. Fakat bu savaşın sonsuza kadar devam etmemesi için ne yapabiliriz? Rusya’nın saldırısı bütün Avrupa’nın barış düzenini tehlikeye atıyor ve bu nedenle NATO’da müttefikler olarak kararlı hareket etmeliyiz,” ifadelerini kullandı.
İsrail anlaşmazlığı
Erdoğan ve Scholz, basın toplantısında, İsrail-Hamas savaşına ilişkin farklı pozisyonlarını kamuoyu önünde kayda geçirdiler.
Scholz, İsrail’in varlığının korunması konusunda ülkesinin özel konumunu anımsatırken, Filistin topraklarında yaşanan olayların “soykırım” olarak tanımlanmasının doğru olmadığını söyledi.
Erdoğan ise İsrail yönetimini soykırım uygulamakla suçlarken, bu konuda Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na açtığı bir dava olduğunu ve Türkiye’nin de buna müdahil olduğunu hatırlattı.
Erdoğan, “Çünkü 50 bin insanın öldürülmesi, 100 bini aşkın insanın yaralı hâlde olması, herhalde ‘F-35’lerle iyi vurdunuz, iyi yaptınız.’ dedirtmez. Bunlara ‘Siz nereye gidiyorsunuz?’ dedirtir. O zaman bu Adalet Divanı niye kurulmuştur?” ifadelerini kullandı.