Bodrum’a sürgün edildi, orada da öldü; Mavi Sürgün kitabının yazarı: Halikarnas Balıkçısı
Türk edebiyatının ustalarından olan, Halikarnas Balıkçısı takma adıyla bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın ölümünün üzerinden 51 yıl geçti. Sürgün hayatı yaşadığı Bodrum’da son nefesini verene kadar bu kentte yaşadı. Anısına saygıyla…
Denizi, balıkçıları, sünger avcılarını, dalgıçları, gemicileri anlattığı nefis eserlerle edebiyatımızda Halikarnas Balıkçısı olarak tanınan asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı, 51 yıl önce aramızdan ayrıldı.
Kabaağaçlı, Ferik Mehmed Şakir Paşa ile Sare İsmet Hanım’ın çocukları olarak 7 Nisan 1890’da Girit’te dünyaya geldi. Çocukluğu, babasının görevli olduğu Atina ve Büyükada’da geçen yazar, yazı yazmaya Robert Kolejinde okurken başladı.
Anısına sevgi ve saygıyla…
1890 yılında dünyaya gelen ünlü yazar, ortaöğretimini Robert Koleji’nde yaptı. Dünyanın sayılı üniversitelerinden olan Oxford Üniversitesi’nde Yakın Çağlar Tarihi okudu. İstanbul’a dönünce Resimli Ay, İnci gibi dergilerde yazılar kaleme aldı, kapak süslemeleri ve resimler yaptı.
SÜRGÜN HAYATI YAŞADI
Cumhuriyet’ten sonra bir yazısı nedeniyle Bodrum’a sürgüne gönderildi. Cezasının son kısmını İstanbul’da geçirdikten sonra tekrar âşık olduğu Bodrum’a döndü. Anadolu ve Akdeniz kültürünün tanınması için kapsamlı çalışmalar yaptı. Serveti Fünun, Cumhuriyet ve daha sonra Demokrat İzmir gibi dergi ve gazetelerde yazdığı yazı, hikâye ve romanlarla uluslararası üne kavuştu.
Bodrum’la özdeşleşen yazar, Bodrum’un eski adı olan Halikarnassos’tan kaynaklı, “Halikarnas Balıkçısı” adıyla anıldı.
Edebiyatımızda denizi ve denizcileri en iyi anlatan yazarlardan olan Halikarnas Balıkçısı, 1947’de İzmir’e yerleşti. 13 Ekim 1974 yılında ise hayata gözlerini yumdu. Çok sevdiği Bodrum’a defnedildi.
BABAYLA KARŞI KARŞIYA GELME…
Başından geçen talihsiz olay sonrası denizciliği terkedip ticarete atılan babası Süleyman Bey’in karşı çıkmasına rağmen denizcilik hayalleri kuran başkarakter Mahmut, küçüklüğünden beri maketlerden yaptığı kayıklarla denizcilik aşkıyla yanar ve başka iş yapmak istemez.
Süleyman Bey; denizcilerin iyi gelir elde edemediğini, bu işi yapacaksa olası tehlikeleri de göze alması gerektiği yönünde nasihatler verir. Nasihatlerle yetinmeyip bir ayakkabı ustasının yanına çırak olarak işe sokar.
Sayfa: 192
AGANTA BURİNA BURİNATA
Ustası Kirpi Halil’in eski denizci olması Mahmut için başka anlamlar ifade edecektir. Ustasıyla sık sık denizcilik hakkında konuşan Mahmut’un hevesi gün geçtikçe büyür. Denizcilikte usta olan insanlardan dersler almaya başlayan Mahmut, ustaların sorduğu sorulara mantıklı cevaplar vererek onların takdirini kazanmaya çalışır. Her doğru cevapla denizciliğe iyice yaklaşır.
Eminim okurlar, kitabın adı neden Aganta Burina Burinata olduğunu merak etmiştir. Denizcilik terimi olan bu sözler denizcilerin kendi aralarında kullandıkları komut sistemidir. Kaptanın tayfalarına verdiği emirleri ifade eder. Aganta, tutmak, zapt etmek, Burina ve Burinata da yelkenlerin alt ve üst kısımları anlamına gelir.
GERÇEK OLAN HAYALLER VE BİR MEKTUP…
Çekilmez ve cimri olan amcası Hakkı Reis’in yanında denizciliğe başlayan Mahmut, amcasının tavırlarına üzülse de artık sevdiği işi yapmaktadır. Amcasının tayfalardan birini feci şekilde dövmesiyle sabrı taşan Mahmut, amcasıyla tartışır ve gemideki işinden olur.
Tam da bugünlerde gelen mektuptaki haber, işinden kovulmasının da önüne geçer. Sarsılan Mahmut için artık her şey çok başkadır.