Uluslararası Uzay İstasyonu Hakkında Öğrenince Ufkunuzun Açılacağı 10 Şaşırtıcı Gerçek
Uzay hem oldukça büyüleyici hem de bir o kadar gizemli yerlerden biri. Bununla birlikte büyük bir çaba ile kurulan ve geliştirilen Uluslararası Uzay İstasyonu da, bu gizemlerin keşfedilmesi için kullanılan en önemli araçlardan biri.
Öyle ki uzayda yaşamın nasıl bir deneyim olduğunu anlamaktan, zorlu uzay deneylerine kadar pek çok şey bu istasyon sayesinde mümkün oluyor.
Gelin, Uluslararası Uzay İstasyonu hakkında yüksek ihtimalle daha önce duymadığınız 10 bilgiyi sizlerle paylaşalım.
1. Uluslararası Uzay İstasyonu, 1998-2011 yılları arasında inşa edildi.
Ayrıca bu istasyonun inşa edilme sürecine pek çok farklı ülke de katkıda bulundu. Bu ülkeler arasında; Rusya, ABD, Kanada, Japonya ve bazı Avrupa ülkeleri var. Yine 1998’de “Zarya” isimli Rus yapımı modül ile başlayan inşa süreci, zamanla pek çok modülün uzaya taşınması ile devam etti.
2. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 2000 yılına kadar insan yerleşimi yoktu.
Burada yaşamaya başlayan ilk insanlar, 2000 yılında Soyuz TM-31 uzay aracı ile istasyona ulaşan 1 astronot ve 2 kozmonottu. Bu isimler; Sergei K. Krikalev, Yuri Gidzenko ve Bill Shepherd.
3. Buradaki insanlar, her gün düzenli olarak egzersiz yapmak zorundalar.
Çünkü uzayda yaşamak, insan sağlığı için esasen çok da faydalı değil. Burada neredeyse hiç yer çekimi yok. Bu sebeple astronotlar, kemik yoğunluklarını kaybederler ve kasları da gün geçtikçe zayıflar.
Bu durum da ciddi sağlık problemlerini beraberinde getirir. Bu nedenle istasyonda kalan astronotlar, yoğun bir egzersiz programına sadık kalmak zorundalar.
4. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yaşayanlar, güneşin doğuşunu 1 günde yaklaşık 16 kez görebilir.
Bunun sebebi, istasyonun Dünya yörüngesindeki turunu 1,5 saatte tamamlamasıdır. Ancak gün doğumuna günde 16 kez şahit olmak, ister istemez uykuya dalmayı biraz zorlaştırır. Bu sebeple istasyondaki astronotlar, oldukça dar kabinlerde duvara bağlı uyku tulumları ile uyuyabilir.
5. Uzay İstasyonundaki çalışmaların çoğu aslında uzayda yaşamın nasıl bir şey olduğuna odaklanmakta.
Şöyle ki buradaki astronotlar, zamanlarının büyük bir kısmını bilimsel deneyler yaparak geçirir. Mikroorganizmaların uzayda ne kadar hayatta kaldıkları, yer çekimsiz ortamda bitki yetiştirmek ve uzayın DNA ve üreme üzerindeki etkileri, başlıca deney konularını oluşturur.
6. Ayrıca burada, evrenin sırlarını keşfetmeye yönelik çalışmalar da yapılır.
Mesela evrenin sırlarını çözmek için oldukça hayati öneme sahip olan kozmik ışınlar, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan takip edilir ve incelenir. Yine NICER adlı bir teleskop, evrendeki en yoğun madde olan nötron yıldızlarını inceler.
7. Bir astronotun Uluslararası Uzay İstasyonu’nda geçirdiği en uzun süre 340 gün.
Bu rekoru paylaşan iki isim ise Rus kozmonot Mikhael Kornienko ve Amerikalı astronot Scott Kelly. Bu ikili uzayda 340 gün kalarak, uzay boşluğunda uzun süre kalmanın etkilerini araştıran bir deney gerçekleştirmişti.
8. Uluslararası Uzay İstasyonu’nun şimdiye kadar inşa edilen en pahalı yapı olduğu tahmin edilmekte.
Çünkü burayı inşa etmek, tahmini olarak 150 milyar dolar tutmuştu.
9. Aslında burası sürekli olarak gelişmeye devam ediyor.
Uluslararası Uzay İstasyonu, 2011 yılına kadar 14 modül ve 150’den fazla bileşenden oluşuyordu. Bu devasa yapının ortaya çıkması için ise astronotların, uzayda 1000 saatten fazla zaman geçirmesi gerekmişti.
Bununla birlikte ilerleyen yıllarda, istasyona 5 modül daha eklendi. Daha fazla modül için de çalışmalar devam etmekte.
10. Ancak Uluslararası Uzay İstasyonu, sonsuza kadar uzayda kalamayabilir.
Çünkü istasyon için kullanılan modüller, zaman içinde eskiyor ve bu da istasyonun bir süre sonra kullanılamayacağı anlamına geliyor. Eğer modüller yenilenmezse, bu yolculuk maalesef bitebilir.