An gelir Atilla İlhan ölür, o an 10 Ekim 2005’te geldi; kaptan lakaplı şair 19 yıl önce hayatını kaybetti
Türk şiirinin usta yazar ve şairlerinden olan Atilla İlhan 19 sene önce hayatını kaybetti. Şiir severlerin hafızasına kazınan birçok önemli dize yazdı. O, Türk şiirinin kaptanıdır; o Atilla İlhan’dır… An Gelir Atilla İlhan ölür diyendir. Anısına saygıyla…
Türk edebiyatının usta kalemi Attila İlhan, 19 sene önce aramızdan ayrıldı. Yazdığı pek çok şiir ve romanla edebiyatımıza büyük katkı sunan şair, İstanbul Aşiyan’da bulunan kabristana defnedildi.
Attila İlhan, 15 Haziran 1925’te İzmir’de dünyaya geldi. Şair, edebiyatımızda derin izler bıraktı. Bugün bile şiirleri okunan, paylaşılan Attila İlhan’ın hayat hikayesini sizlere aktarıyoruz.
Bu dünyadan bir Attila İlhan geçti…
Şairi, sevenleri daha çok Ben Sana Mecburum Bilemezsin şiiriyle tanıyor olsa da onun edebiyatseverlerin diline pelesenk olmuş başka şiirleri de mevcut. Aysel Git Başımdan, Üçüncü Şahşın Şiiri, An Gelir, gibi şiirleri yazarın adıyla adeta özdeşleşmiştir.
Attila İlhan şiir dışında da eserler verdi. Özellikle Kurtlar Sofrası romanı bir döneme damgasını vurdu. Başarılı şair, lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı, birinciliği Cahit Sıtkı Tarancı, üçüncülüğü ise Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın aldığı CHP Şiir Armağanı’nda “Cebbaroğlu Mehemmed” adlı şiiriyle ikincilik ödülünü kazandı.
İLK ŞİİR KİTABI: DUVAR
Attila İlhan 5 Haziran 1925’te İzmir Menemen’de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı.
İstanbul Işık Lisesi’ne yazıldı. 1946’da mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayınlanmaya başladı. 1948’de ilk şiir kitabı Duvar’ı kendi imkanlarıyla yayınladı.
İlhan, 1948’de 23 yaşındayken toplumsal duyarlılıkla yazdığı ilk şiir kitabı Duvar’ı, kendi imkanlarıyla okurla buluşturdu. Özgürlük, yurtseverlik, özveri, barış, insanlık temalarını ele alan şiirlerinde, İkinci Dünya Savaşı’nın gerilimi, sıkıntıları ve çöküntülerini anlattı.
Aynı yıl okulu yarıda bırakarak Fransa’nın başkenti Paris’e gitmeye karar veren İlhan, 6 senesini İstanbul, Paris ve İzmir arasında geçirdi. Usta şair, Paris’te kaldığı dönem sosyal-siyasal gözlemler yaptı ve bu gözlemlerini ileride çıkaracağı romanlarında ve şiirlerinde kullandı.
KAPTAN LAKAPLI ŞAİR
Bir dönem “Kaptan” lakabıyla anılan İlhan, yaptığı bir açıklamada, Paris yıllarında bir dönem sakal bırakması üzerine arkadaşları tarafından bu lakabın yakıştırıldığını söylerken, lakabın yayılmasında 5 bölümden oluşan Kaptan şiiri etkili oldu.
Attila İlhan, Türkiye’ye döndükten sonra, 1951’de “Gerçek” gazetesinde yazdığı bir yazı nedeniyle hakkında soruşturma açılınca yeniden Paris’e gitti.
Bir süre sonra Türkiye’ye kesin dönüş yapan şair, üniversiteye devam etti ancak gazeteciliğe başlayınca eğitiminin son senesinde okuldan ayrıldı.
ROMAN VE ŞİİRE YOĞUNLAŞTI
Son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953’te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başladı.
On beşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. Sekiz yıl İzmir’de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Daha sonra ise yazarlık dönemine ağırlık vererek roman ve şiirler yazdı. 1968’de Biket İlhan ile evlendi, 15 yıl evli kaldı.
Usta edebiyatçı, 1953’te Vatan gazetesinde sinema eleştirmenliği yapmaya başladı. Aynı yıl, ilk romanı Sokaktaki Adam’ı yayınladı.
“O ROMANCILIK DEĞİLDİR”
Daha önce yazdığı 10 romanı yayınlamayan İlhan, yaptığı bir açıklamada, çok akıllıca bir sebebi olduğunu belirterek, “Çünkü biliyorum ki yazarlar ilk romanlarında kendilerini anlatır. O da romancılık değildir. Günlük tutmaktır” ifadeleriyle açıklamıştı.
Attila İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan’ın 2004’ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 10 Ekim 2005’te İstanbul’daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı.