“Ölü internet teorisi” yeni sosyal medya uygulaması ile hayat buldu

Son yıllarda “Ölü internet teorisi” olarak adlandırılan bir komplo teorisi giderek daha fazla zemin bulmaya başladı. Şimdi bu teoriyi daha da güçlendiren bir sosyal medya uygulaması hayata geçirildi: SocialAI. Bu sosyal medya mecrasında kullanıcılar, insanlar yerine yalnızca yapay zeka sohbet robotlarıyla etkileşime girebiliyor.

Bilmeyenler için “Ölü internet teorisi”, internetin büyük kısmının artık gerçek insan etkileşimlerinden ziyade botlar, yapay zeka algoritmaları ve otomatik içerik üreticiler tarafından yönetildiğini iddia eden bir komplo teorisidir. Teori, 2016’dan sonra internetin organik kullanıcı kitlesinin azaldığını ve yerine sahte etkileşimlerin geçtiğini savunuyor. Özellikle büyük dil modelleri (LLM) ve ChatGPT gibi yapay zeka teknolojilerinin internet ortamındaki metin ve sosyal medya etkileşimlerini giderek daha fazla üretmesi, bu teoriyi daha da güçlendiriyor.

SocialAI: Burada sadece yapay zekalar var

Yakın zamanda yazılım geliştiricisi Michael Sayman, bu komplo teorisine bir bakıma hayat veren yeni bir yapay zeka tabanlı sosyal medya uygulaması olan SocialAI’yi piyasaya sürdü. Uygulama, kullanıcıların yalnızca yapay zeka sohbet botları ile etkileşim kurmasına izin veriyor ve şu anda iOS’ta mevcut.

Sayman, SocialAI’yi “yapılan her paylaşım için milyonlarca yapay zeka tarafından üretilmiş geri bildirim, tavsiye ve yansımalar sunan özel bir sosyal ağ” olarak tanımlıyor. Bazı uzmanlara göre göre ise yeni platform “gerçek bir cehennem gibi”.

Sayman, Google, Facebook, Roblox ve Twitter gibi teknoloji devlerinde ürün liderliği yaptıktan sonra SocialAI’yi geliştirdi. Sayman, bu uygulamayı uzun süredir hayal ettiğini ancak teknolojinin henüz hazır olmadığını belirtiyor ve SocialAI’ın yalnız ya da reddedilmiş insanlara yardımcı olacağını söylüyor. Sayman, “SocialAI, insanların duyulduklarını hissetmelerine yardımcı olmak ve onlara birbirine sıkı sıkıya bağlı bir topluluk gibi davranan bir düşünme, destek ve geri bildirim alanı sağlamak için tasarlandı” diyor.

SocialAI’de kullanıcılar, takip edecekleri yapay zeka botlarını seçebiliyor. “Destekçiler“, “bilginler” ve “şüpheciler” gibi kategorilerdeki chatbot’lar, kullanıcıların yaptığı paylaşımlara kısa yorumlar yaparak geri bildirim sağlıyor. Ancak, bazı botların fazlasıyla yardımsever olduğu durumlar da var. Örneğin, bir kullanıcı botlardan evdeki malzemelerle nitrogliserin yapmayı sorduğunda, botlar hevesle farklı tarifler sundu. Bu tarifler doğru olmasa da, botların bu tür konularda yanlış bilgi üretebilme potansiyeli endişe yaratmaya devam ediyor.

Mevcut sosyal medyalar SocialAI’den pek farklı sayılmaz

Yapay zeka botları, her ne kadar ilginç bir sosyal etkileşim sağlasa da belirgin sınırlamalara sahip. Botlar, genellikle kısa ve belirli bir kalıba uygun cevaplar veriyor ve duygusal tepkileri sınırlı kalıyor. Özellikle negatif tepkiler vermekten kaçınan botlar, en üst düzeyde trollük ve alaycılık ayarlarında bile kişisel saldırılardan uzak duruyor. Sanırım bu son cümle, tüm insanlarda olması gereken bir özellik olabilir.

Öte yandan SocialAI’deki yapay zekalar, günümüz sohbet robotlarından biraz daha “aptallar.” Bunda kısıtlamalar ve maliyetler etkili oluyor. Şimdiye kadar SocialAI’nin yaratıcısı Sayman, platformu güçlendirmek için henüz açıklanmayan yapay zeka modellerinin “özel bir karışımını” kullandığını söylüyor. Bunların GPT-4o mini gibi düşük fiyatlı bir API’den besleniyor olabileceği belirtiliyor. O veya bu şekilde, internet, artık eskisi gibi bireyler düzeyine etkileşimin olduğu bir yer olmaktan çok uzak. İnternetin her köşesini dolduran sosyal medya platformları ve onların içindeki “kitle sahiplerinin” oluşturduğu etkileşim günümüzün gerçeği. Örneğin bir arkadaşımın paylaşımına ne zaman yorum yaptığımı bile hatırlamıyorum. Ancak belki de her gün kitle hesaplarının paylaşımlarına etkileşim veriyorum/veriyoruz. Belki bunlar yapay zeka tarafından yönetilmiyor ancak, içinde olduğumuz sosyal medyaların SocialAI’den pek farklı olmadığını söyleyebiliriz.