Dolar 32,7525
Euro 35,0851
Altın 2.450,67
BİST 10.647,91
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 30°C
Açık
İstanbul
30°C
Açık
Pts 32°C
Sal 31°C
Çar 29°C
Per 29°C

Osmanlı’da Neden Hiç Denize Giren Bir Padişah Görmedik? Sebebi Hiç Tahmin Ettiğiniz Gibi Değil!

Osmanlı padişahları hakkında pek çok şey biliyoruz, öğreniyoruz. Peki neden hiç denize giren bir padişah olduğunu bilmiyoruz?

Osmanlı’da Neden Hiç Denize Giren Bir Padişah Görmedik? Sebebi Hiç Tahmin Ettiğiniz Gibi Değil!
28 Haziran 2024 14:20
25

Padişahlar, hiçbir zaman denizde yüzmeyi alışkanlık hâline getirmemişler. Hatta bunu birkaçı yalnızca ‘mecburiyetten’ yapmış.

Nice denizlerde hüküm sürmüş Osmanlı Devleti’nde deniz kültürünün olmamasının sebebi sizce ne olabilir?

Denizin içinde olan Osmanlı, aslında denize çok uzaktı.

Tarihe baktığımızda modern zamana kadar denizler, yalnızca ticaret, savaş ve balıkçılık için kullanılıyordu. Antik çağlarda yüzme, bugünkü anlamıyla bir spor ya da eğlence aktivitesi olarak görülmezdi.

Roma İmparatoru Tiberius’un Capri Adası’nda veya Osmanlı Padişahı Abdülhamit’in Beylerbeyi Sarayı’nda denize girmesi, o dönemdeki suyla ilişki biçimlerini yansıtırken bu eylemler genellikle temel bir ihtiyaçtan kaynaklanıyordu.

Denizle olan temasları, genellikle günlük işlerin veya sağlık için gerekliliklerin bir sonucuydu.

Antik Yunan’da yüzme, savaş becerileri veya denizcilik için gerekli bir yetenek olarak kabul edilirdi. Yunanlılar, zıpkın avcılığı gibi pratik amaçlar için yüzmeyi kullanırlardı. Ancak o dönemde yüzme, herhangi bir devlet için bir spor veya hobi olarak düşünülmüyordu.

Modern yüzme kültürü ise Sanayi Devrimi sonrasında şekillenmeye başladı. 

Osmanlı döneminde de halk, deniz hamamları sayesinde denize giriyordu.

Osmanlı döneminde denize girmek, bugünkü anlamından çok farklıydı. Dışarıdan bakıldığında kapalı olan ve içerisi asla görünmeyen deniz hamamları inşa edilmişti. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinden anladığımız kadarıyla bu hamamlar, 17. yüzyılda ortaya çıkmıştı. O döneme kadar da insanların denize girmesiyle ilgili herhangi bir bilgi yok.

Deniz hamamı adı verilen ve ahşap bir kulübeyi andıran bu yapılar, dışarıdan asla görünmezdi. Kadın ve erkekler için ayrı ayrı inşa edilen bu yapılar, ahşap kazıklar üzerine kurulurdu. Genellikle deniz banyosu yapmak amacıyla kullanıldığı için yüzme bilgisine sahip olmak gerekli değildi.

Refik Halit’in anlatımına göre, 19. yüzyıl ortalarına kadar denize girmek, sıradanlıkla özdeşleştirilirdi.

Balıkçılar, kayıkçılar ve bahriyeliler dışında kimse denizle bu kadar yakın temasta bulunmazdı. Deniz hamamları, bu sınırlı kesime ait özel alanlardı ve genelde doktor tavsiyesiyle, kısıtlı zaman dilimlerinde ve özel tedbirlerle kullanılırdı.

Abdülhamit’in denize giren ilk padişah olduğunu ise kızı Ayşe Osmanoğlu’nun anlatımından anlıyoruz. Genç yaşta bir kaza geçiren Abdülhamit’e, İtalyan hekim Masiro’nun tavsiyesiyle deniz banyosu önerilmiş ve bu alışkanlık onun hayatının bir parçası hâline gelmişti.

Deniz hamamı kültürü, giderek Osmanlı toplumunda da artmıştı.

19. yüzyıl boyunca deniz hamamları, genelde sessiz ve uzak alanlara kurulmuştu. Kullanımları, 1875’te belirlenen nizamnamelerle düzenlenmişti. Özel localar için belirlenen ücretler ve yüzme bilmeyenler için usta yüzücülerin bulundurulması gibi kurallar getirilmişti.

Özellikle İstanbul’un kıyılarında yaygın olarak bulunan bu yapılar, Batılılaşma sürecinin etkisiyle 19. yüzyılın ortalarından itibaren daha da popülerleşti. Bu dönemde, Rus Devrimi sonrası Türkiye’ye sığınan Beyaz Ruslar ve Cumhuriyet Dönemi’nde artan Batılı yaşam tarzı, deniz kültürünün evriminde önemli bir rol oynadı.

1920’lerden itibaren ise plaj kültürünün yaygınlaşmasıyla deniz hamamlarının yerini zamanla plajlar aldı.

Kaynaklar: DergiPark, Prof. Dr. Bedriye Asımgil
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.