Dolar 32,7111
Euro 35,4808
Altın 2.499,11
BİST 10.839,45
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 32°C
Açık
İstanbul
32°C
Açık
Sal 32°C
Çar 32°C
Per 32°C
Cum 32°C

Güç Kaynağı (PSU) Nedir, Nasıl Çalışır?

Güç Kaynağı Nedir?

Güç Kaynağı (PSU) Nedir, Nasıl Çalışır?
25 Haziran 2024 13:20
50

Güç kaynağı (Power Supply Unit-PSU), bilgisayarınızın ihtiyaç duyduğu elektriksel gücü sağlayan donanımdır. Bazı kullanıcılar arka planda kalan PSU’yu pek önemsemez, gösterişli bileşenlere daha fazla odaklanır. Ancak doğru güç kaynağı seçimi oldukça önemlidir.

  • Güç Kaynağı (PSU) Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Teknoloji dünyasında karşımıza çıkan her donanım gibi, PSU’lar söz konusu olduğunda da birçok teknik terim karşımıza çıkıyor. Bugün güç kaynağının ne işe yaradığını, nasıl çalıştığını, bağlantı noktalarını ve birçok farklı konuyu detaylandırmaya çalışacağız.

Adından da anlaşılacağı gibi, güç kaynağı ünitesi (PSU) çeşitli sistem bileşenlerine elektrik sağlamaktan sorumlu. ATX standardı 1995 yılında ortaya çıkana kadar güç kaynaklarının standart bir tasarımı ya da form faktörü yoktu. Sonuç olarak, AT, Baby AT ve daha fazlası gibi evrensel tasarımı olmayan birçok farklı türde güç kaynağı vardı. Intel, 1995 yılında anakartlar ve güç kaynakları için ATX standardının patentini aldı. 1999 yılına gelindiğinde ise eski Baby AT/AT güç kaynaklarının modası geçmişti.

ATX standardı uzun zamandır donanım dünyasında önemli bir yere sahip. Zaman içinde doğan ihtiyaçlarla birlikte standartta bir güncelleme de yapıldı. ATX 3.0 standardı 2022 yılında nihai hale geldi ve güç kaynakları için önemli değişiklikler getirdi. Yeni standardı benimseyecek güç kaynakları, 450W’tan fazla güce sahip olması koşuluyla ekran kartları için yeni 12+4 pinli konnektöre sahip olacak. 12VHPWR güç bağlantısı ATX 3.0 ile kullanılmaya başladı başlamasına, ancak yeni standardın getirdiği birçok farklı değişiklik de var.

Eski bilgisayarlar doğrusal güç kaynaklarına sahipti, ancak günümüzde her bilgisayarda SMPS olarak da adlandırılan anahtarlamalı mod güç kaynağı kullanılmakta. Tasarım değişikliği neden yapıldı sorusuna gelince, doğrusal güç kaynakları çok daha büyük ve ağır olmalarının yanı sıra genellikle %40’ın altında verimlilikle oldukça verimsizdi. Öte yandan anahtarlamalı mod güç kaynakları (SMPS) daha karmaşık yapısına rağmen yeni bilgisayar sistemleri için daha verimliydi ve daha iyi bir tercihti. Toplam kapladığı alan çok daha küçüktü ve verimlilik iki katından fazlaydı.

ATX’ten bahsetmişken, piyasada mini ITX anakartlarla kullanım için popüler olan SFX gibi ATX standardına dayalı türevler de mevcut.

Öncelikle neden bir güç kaynağına ihtiyaç duyduğumuzu anlayalım. Masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, telefonlar ve diğer elektronik cihazlar, genellikle duvar prizinden aldığımız elektrik türünü, yani AC gücünü kullanarak çalışamaz. Elektronik cihazların düzgün çalışması için Alternatif Akım (Alternating Current-AC) yerine Doğru Akım (Direct Current-DC) gerekir.

Dünyanın her noktasındaki duvar prizlerinden aldığınız elektrik AC türünde. Bu nedenle AC gücü DC güce dönüştürmek için bir aracıya ihtiyacınız var. Peki neden?

Doğru akım sabit voltaj çıkışı sağlama avantajı sunmaktayken alternatif akımda bu mümkün değil. Dolayısıyla elektronik cihazlar DC akım olmadan çalışmaz veya şarj edilemez. PC güç kaynakları, duvar prizinden gelen AC gücün DC güce dönüştürülmesinden sorumlu. Dönüştürülen güç sonrasında donanımların ihtiyacına göre dağıtılır, yani bilgisayarınızı çalıştırmak için kullanılabilir.

Özetle işlemciniz, ekran kartınız, anakartınız ve RAM dahil olmak üzere elektrik gerektiren tüm parçalar PSU’ya muhtaç. Anakart üzerinde bildiğiniz üzere sayısız bileşen yer alıyor. Anakartlar, özel güç dağıtım sistemleri sayesinde güç kaynağından aldığı gücü bileşenlere paylaştırabiliyor.

Aslına bakarsanız, dizüstü bilgisayarlar ve telefon adaptörlerinde olduğu gibi AC/DC güç adaptörlerinin hepsi teknik olarak bir güç kaynağıdır. Başka bir deyişle, adaptörlerin içindeki donanım bir bilgisayar PSU’sunun dahili devresiyle benzerlik gösteriyor. Ancak tasarım ve boyutlar çok farklı.

Bizim odak noktamız masaüstü bilgisayarlarda kullanılan güç kaynakları. Devam edelim ve çalışma şeklini daha anlaşılır şekilde anlatalım. Bilgisayarınızı açtığınızda ne mi oluyor?

  • Bilgisayarınızdaki güç düğmesine basarsınız, bu da bilgisayarınızın anakartına bir sinyal gönderir.
  • Anakart daha sonra güç kaynağını kendisini açması için tetikliyor.
  • PSU, AC gücünü duvar prizinden çekmeye başlar. PSU’nun kendisiyle birlikte verilen veya bilgisayar sistemine dahil olan bir güç kablosuyla bağlanmakta.
    • Günümüzde çoğu güç kaynağı, giriş AC voltajının otomatik olarak algılanabildiği bir Aktif PFC özelliğine sahip. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler tarafından kullanılan 100V ila 240V aralığında standartlaştırılmış şekilde giriş AC voltajı var.
    • Daha eski güç kaynaklarında Aktif PFC özelliği yoktu. PSU’nun giriş voltajı için genellikle 110-115V veya 220-230V modunda ayarlanan bir anahtar yer alıyordu.
  • Güç kaynağının içinde transformatörler, kapasitörler ve redresörler gibi çeşitli bileşenler bulunuyor. Bunların hepsi birlikte çalışarak, AC gücünü bilgisayarların düzgün çalışması için gerekli olan sabit voltajlı DC gücüne dönüştürüyorlar. Bu sayede stabil şekilde DC gücü sağlanıyor, PC’mizi sorunsuz şekilde kullanabiliyoruz.
    • Transformatörler, elektrik enerjisinin belirli gücünde gerilim ve akım değerlerinde istenilen değişimi yapar. Elektrik enerjisini bir elektrik devresinden başka bir devreye veya birden fazla devreye aktaran bileşen transformatördür.
    • Doğrultucu veya diğer adıyla redresör, bir ya da daha fazla yarı iletken elemandan (örneğin diyot) oluşan alternatif akımı doğru akıma çevirmek için kullanılan elektriksel bir devre. Özetle AC gücünü DC gücüne dönüştürmek için kullanılıyor.
    • Kondansatörler ise dönüştürülen DC voltajını filtrelemek ve yumuşatmak için kullanılmakta. Böylelikle daha önce doğrultulmuş DC çıkışında kalan ve gürültü olarak adlandırılan artık AC akımı ve voltajı ortadan kaldırılıyor. Buna “AC Dalgalanması” da deniyor.
  • Düzenlenen ve filtrelenen temiz DC gücü daha sonra dağıtım amacıyla DC voltajını depolayan elektriksel olarak iletken malzemeden oluşan çıkış kanalına (ray-rail) gönderilir.
    • Çıkış kanalı çok kanallı veya tek kanallı bir sistem olabilir. Single-rail ve Multi-rail güç kaynakları arasındaki farkı da kısaca özetleyelim. Çok kanallı bir güç kaynağında çeşitli güç kabloları birden fazla kanaldan elektrik çekebilir. Tek kanalda ise tüm güç tek bir özel kanal tarafından sağlanıyor.
    • Bu arada, çok kanallı güç kaynakları artık pek kullanılmıyor. Tek kanal güç kaynakları, birçok üst düzey PC de dahil olmak üzere tüketici sınıfı PC’lerde yaygın olarak kullanılmakta. Çok kanallı PSU’lar ise genellikle iş istasyonları ve sunucularda kabul görüyor.
  • Son olarak 24 pin konnnektör, 8 pin PCIe kablosu, MOLEX konnektörü, SATA güç kablosu ve farklı kablolar, enerjiyi bilgisayar bileşenlerinizin ihtiyaç duyduğu şekilde 12V, 5V ve 3.3V biçiminde dağıtmak üzere PSU kanalından çeker.
  • Tüm bu süreç anlık olarak gerçekleşiyor ve ardından bilgisayarınızın açıldığını, işletim sisteminin başlatıldığını görüyorsunuz.

Güç kaynakları çeşitli donanımlara takılan farklı bağlantı kablolarıyla satışa sunulmakta. Anakarta zaten doğrudan büyük bir güç akışı sağlanırken, diğer yandan işlemci, ekran kartı ve sürücüler özel güç konnektörleri gerektiriyor. Şimdi PSU’dan gelen farklı kablo ve konnektör tiplerinin ne için kullanıldığına göz atacağız.

Bilgisayarın parçalarını aldıktan sonra bunları bir araya getirmek, kablo bağlantılarını sorunsuzca yapmak herkes için kolay bir iş değil. Güç kaynağı kablo bağlantıları da işin parçalarından biri. Kablo bağlantıları göz korkutucu gibi görünebilir lakin gerçekten basit. PSU kablolarının sayısı çok fazla değil, ancak hepsi farklı tasarımlara ve uzunluklara sahip. Ayrıca konnektörler modele ve üreticiye bağı olarak farklı şekilde renklendirilebiliyor.

Şimdi hangi kablonun ne işe yaradığını anlamanız için hepsini detaylandıracağız. Bu işlemi yalnızca bir kez deneyimlemeniz yeterli. Böylelikle gelecek yıllarda bağlantıları kolaylıkla yapabilirsiniz. Zaten biliyorsanız ekstra bilgiler edinmeniz için mümkün oldukça fazla ayrıntı vermeye çalışacağız.

24 pin taşıyan konnektör bunların içinde en önemlisi. Anakarta takılan geniş kablo, anakartınızın ve üzerindeki bileşenlerin düzgün çalışması için ihtiyaç duyulan gücü sağlamakla görevli.

Eski anakartlar 20 pinli bir konnektöre ihtiyaç duyarken, yeni nesil modeller genellikle ilave 4 pinle birlikte 24 pin barındırıyor. ATX güç bağlantısının 20+4 şeklinde iki ayrılmasının sebebi de bu. Böylece anakart hangisine ihtiyaç duyuyorsa o kadarını takabilirsiniz.

Tahmin edebileceğiniz gibi, özel 8 pin konnektör ile CPU’nuza ihtiyaç duyduğu gücü sağlıyorsunuz. Bildiğiniz gibi her işlemci aynı seviyede güç tüketmiyor, her anakartın güç tasarımı da bir değil.

Üst düzey anakartlar, yeterli güç beslemesi ve overclock potansiyeli sağlamak üzere daha fazla esneklik sağlayabilir. Başka bir deyişle, pinlerin sayısı artabilir. Modele bağlı olarak anakartınız üzerinde tek tek pin, tek 8 pin, bir sekiz ve bir dört pin veya çift sekiz pinli başlık yer alabilir.

Bazı işlemciler çok fazla güce ihtiyaç duymadığından dolayı güç kaynağından gelen kablolar iki parçaya ayrılabilir. Ancak eğer anakartın üzerinde giriş varsa her zaman ikisini birden takmalısınız.

Ekran kartları modeline göre farklı düzeylerde güç tüketir. Alt seviye modeller 75W’ın altında güç tüketirken, tepe sınıf modeller 400-450W seviyelerine kadar çıkabiliyor.

Ekran kartının bağlı olduğu PCIe x16 yuvası maksimum 75W güç sağlayabilir. Yetersiz kaldığında ise PSU’dan gelen kablolara ihtiyaç duyuyoruz. Ekstra 6 pin 75W’a kadar, 8 pin ise 150W’a kadar güç sağlayabiliyor.

Bunun yanında, bazı üst düzey ekran kartlarının iki adet 8 pin konnektör gerektirdiğini hatırlatalım. Bu konnektörler genelde 6+2 şeklinde iki parçaya ayrılır. Böylelikle 8+6 veya 8+8 şeklindeki güç yuvalarıyla uyum sağlanmakta. Bu arada, bahsettiğimiz yuva her zaman ekran kartının üzerinde, köşesinde bulunur.

ATX 3.0 güç kaynağı standardı ile birlikte 12VHPWR olarak da adlandırılan yeni 12+4 pinli bağlantı kabloları hayatımıza girmeye başladı. 12VHPWR kablolar maksimum 600W’a kadar güç sağlayabiliyor. Kullanma mantığı tıpkı 6 ve 8 pin konnektörü gibi, sadece şekli farklı.


Bu yeni güç konektörü yalnızca yeni ATX 3.0 güç kaynaklarında bulunuyor. Ekran kartının güç gereksinimlerine bağlı olarak bölünmüş veya birleştirilmiş 12+4 pinli bir yapılandırma ile geldiğini de hatırlatalım.

PCIe Gen 5 olarak etiketlenen güç kaynaklarında bu seçenekten en az 1 tane var. Ekran kartı tarafına gelince, ilk dönemde belirli NVIDIA RTX 3000 ve RTX 4000 ekran kartlarında kullanıldı. Zaman içinde tüm ekran kartları bu bağlantı türünü kullanacak.

SATA kabloları HDD, SSD, dahili CD/DVD optik sürücüler, fan hub’ları, RGB şeritleri ve benzerleri dahil olmak üzere çeşitli ürünlere güç sağlamak üzere kullanılıyor. Sadece bir tarafı anahtarlı olduğu için bağlanması da kolay.


Solda anakarta ve SSD/HDD arasında veri bağlantısı kuran SATA kablosu, sağda güç kaynağı ile SSD/HDD arasında güç aktarımı yapan SATA güç kablosu.

Kasanızda bulunduracağınız bileşenlere bağlı olarak bir veya birkaç SATA bağlantısı yapabilirsiniz. Eğer M.2 tipinde SSD kullanıyorsanız ihtiyacınız yok. Ancak SATA bağlantılı bir SSD veya HDD’niz varsa bu kabloları takmanız şart.

Molex konnektörler artık eskide kaldı desek yanılmış olmayız. Bazı eski donanım çevre birimleri için belli sistemlerde halen kullanılan Molex kablolar, bir zamanlar SATA’ya çok benzer bir rol oynuyordu. Genellikle fanlarda gördüğümüz bağlantı tipi sonrasında ise yavaş yavaş kullanımdan kalkmaya başladı.

Berg güç konnektörü, PSU’yu disket sürücüleri veya kasa hoparlörleri gibi çok eski veya küçük cihazlara bağlayan Molex güç konektörünün daha küçük bir versiyonu. SATA veya Molex güç konnektörü olmayan cihazlarda kullanılabilir ve 2’li iki sıra halinde düzenlenmiş 4 pine sahip.

Biraz önce de açıkladığımız gibi, güç kaynakları prizden aldıkları AC gücü bilgisayarların çalışmasına uygun DC güce dönüştürüyor. Ancak ne yapılırsa yapılsın dönüşüm tamamen %100 verimli değildir. Prizden gelen gücün bir kısmı boşa harcanıyor ve ısı olarak dışarı atılıyor.

Güç kaynaklarındaki 80+ derece sistemi, ürünün ne kadar güç verimli olduğunu anlatmak üzere standartlaştırıldı. Özetle 80 Plus Gold veya Platinum derecesine sahip güç kaynakları, 80 Plus Silver veya Bronze derecesine sahip olanlardan daha verimlidir.

Genel olarak, daha yüksek 80 Plus derecesine sahip bir PSU’da iç parçalar daha yüksek kalitededir. Ayrıca PSU’nuz ne kadar verimli olursa, enerji tasarrufunuz da o kadar iyi olacaktır. Neden mi? Harcanan elektriğin daha küçük bir kısmı üretilen ısı şeklinde boşa harcanır. Bu nedenle her zaman kaliteli güç kaynaklarına yatırım yapmanızı tavsiye ediyoruz.

Bir diğer neden ise geleceğe yönelik yatırım. Bir gün bilgisayarınızda yükseltmeye karar verdiğinizde güç kaynağı tarafında endişe duymaz, yeni bir PSU almak zorunda kalmazsınız. Üstelik kaliteli güç kaynağıyla birlikte elektrik faturanız da olumlu etkilenmeye devam edecek.

80+ (80 Plus) etiketi 2004 yılından beri kullanılmakta ve endüstriyi daha verimli PSU’lar tasarlamaya yönlendirmek için gönüllü bir sertifika programı olarak başlatıldı. Sertifikayı elde etmek için PSU’ların %20, %50 ve %100 yükte %80’in üzerinde verimliliğe ulaşabilmesi gerekiyor. Ayrıca %100 yükte 0,9 veya daha iyi bir güç faktörüne sahip olması gerekli.

Energy Star, 2007 yılında masaüstü bilgisayarlar için 80 Plus güç kaynağı verimlilik gereksinimlerini içeren Computer Specification 4.0’ı (Bilgisayar Spesifikasyonu 4.0) yayınladı. Böylece 80 Plus sertifika programı standart haline geldi ve halen geçerliliğini koruyor.

Güç Kaynağı Verimliliği ve 80 Plus Rozetleri

80 Plus sertifikalı bir güç kaynağı, tam yükte en az 0,90 güç faktörü ile %20, %50 ve %100 yükte %80 güç/%20 ısı oranına sahiptir. İyi verimliliğe sahip yüksek kaliteli bir güç kaynağı daha az enerji harcayacak ve böylece elektrik faturanızı azaltacaktır. Ayrıca PC bileşenlerinize daha istikrarlı şekilde güç sağlamakta. Öyle ki bunlar tüm kullanıcıların istediği şeyler.

80 Plus Güç Kaynağı

Düz beyaz 80 Plus etiketine sahip güç kaynakları, 80 Plus sertifika programı kapsamında gereken minimum verimliliği sunar. Başka bir deyişle, %20, %50 ve %100 yük altında %80 verimlilik sunarlar.

Bununla birlikte, piyasada çok fazla 80+ (Beyaz) güç kaynağı bulunmuyor. 80+ Bronze sertifikalı ürünler daha iyidir ve çok da pahalı değil. Bu nedenle Bronze etiketli bir ürün almanızı öneriyoruz.

80 Plus Bronze (Bronz) Güç Kaynağı

80 Plus Bronze, uygun bütçeli oyuncular arasında belki de en popüler PSU seçeneği. Piyasada bol miktarda bulmak mümkün ve yeterli, iyi verimlilik sağlıyor. Adı sanı bilinmeyen markalar da 80+ Bronze etiketi basabilir. Nitekim bilindik bir üreticinin tasarladığı kaliteli bir PSU seçmenizi tavsiye ederiz.

Son olarak, 80 Plus Bronze PSU’lar %20 yükte %82, %50 yükte %85 ve %100 yükte %82 verimlilik sunar.

80 Plus Silver (Gümüş) Güç Kaynağı

Silver sertifikalı ürünler Bronze’a göre biraz daha kalitelidir. Arada çok büyük farklar yok ve Silver PSU’lar fazla yaygın değil. Çoğu üretici Bronz ve Altın sınıfına yöneliyor. Eğer 80+ Silver sertifikalı kaliteli, uygun fiyatlı bir ürün görürseniz değerlendirebilirsiniz.

Silver PSU’lar %20, %50 ve %100 yükte sırasıyla %85, %88 ve %85 verimlilik sunacak şekilde hazırlanıyor.

80 Plus Gold (Altın) Güç Kaynağı

Fiyat/verimlilik açısından en iyi oranı elde etmek istiyorsanız 80+ Gold güç kaynağı tercih etmelisiniz. Bu ürünler orta ve üst düzey bilgisayarlar için uygundur ve kalite açısından sizi tatmin edecektir.

Böyle güç kaynakları %20 ve %100 yüklerde %87, %50 yükte ise %90 verimlilik sunar. Bilinmeyen markalardan değil de tanınmış bir üreticinin ürünün alırsanız Gold PSU’lar sizi üzmeyecek, uzun süre götürecektir.

80 Plus Gold derecesiyle birlikte aynı zamanda daha fazla özelleştirme ve daha kolay kablo yönetimi sunan tamamen modüler güç kaynakları görmeye başlarız. Yani üst segmentin başlangıcındayız.

80 Plus Platinum (Platinyum) Güç Kaynağı

Açıkçası çoğu kişinin Platinum sınıfı bir güç kaynağına ihtiyacı yoktur. Bilgisayarını gündelik olarak, oyun için veya iş amaçlı kullanan kişiler için genellikle Gold sertifikası yeterli. Yani büyük meblağlar harcamaya gerek yok. Ancak ben o kadar harcama yapıp üst düzey bir sistem topladım, güç kaynağı için de bütçem var diyorsanız düşünmeden tercih edebilirsiniz.

Platinyum etiketiyle satılan ürünler genellikle endüstriyel sistemler veya veri merkezleri için daha uygundur. Söylediğimiz gibi, yine de oyun bilgisayarınız ve iş istasyonunuz için Platinum PSU alabilirsiniz.

Tahmin edebileceğiniz gibi verimlilik üst noktaya çıkıyor. Sıralayacak olursak, %20 yükte %90, %50 yükte %92 ve %100 yükte %89 verimlilik elde ediyoruz. Satın alırken cüzdanımızdan biraz daha fazla para çıksa da uzun vadede elektrik faturasından tasarruf edebilirsiniz.

80 Plus Titanium (Titanyum) Güç Kaynağı

Titanyum PSU’lar, sistemlerin 7/24 çalıştığı ve verimliliğin tasarruf anlamına geldiği endüstriyel alanlar (sunucular ve veri merkezleri) için tasarlanmakta. Pahalı fiyat etiketine sahip ürünler %10 yükte %90, %20 yükte %92, %50 yükte %94 ve %100 yükte %90 verimlilikle zirvede yer alıyor.

Oyuncuların Titanium’a ihtiyacı yok. Bu aşırı bir tercih olur ve fiyatı bazı oyun bilgisayarlarının fiyatını geçebilir.

Biraz önce her şeyi detaylandırdık lakin bir de tablo ekleyelim:

PSU Derecesi%10 Yük %20 Yük%50 Yük%100 Yük
80 Plus (Beyaz)80%80%80%
80 Plus Bronze82%85%82%
80 Plus Silver85%88%85%
80 Plus Gold87%90%87%
80 Plus Platinum90%92%89%
80 Plus Titanium90%92%94%90%

PSU araştırması yaparken “modüler” kelimesine denk gelmişsinizdir. Peki nedir bu modüler PSU? En basit tabirle, güç kaynağı üzerindeki kabloların çıkarılabilir olması, isteğe bağı olarak kullanılması diyebiliriz. İhtiyaç duyduğunuz kabloları takıp geri kalanını rafa kaldırabilirsiniz.

Konnektörler ve kablolar çıkarılabilir olduğundan dolayı sisteminiz daha estetik görünür, karmaşa ortadan kalkar ve kablo yönetimi çok daha kolaydır. Bununla birlikte, kullanılmayan kablolar yer kaplamadığından dolayı alan tasarrufu sağlanır. Kasanın için çok daha ferah olduğundan dolayı hava dolaşımı ve soğutma performansı da olumlu etkilenir.

Standart (Modüler Olmayan) Güç Kaynakları

Modüler olmayan güç kaynaklarında her bileşen kablosu takılı halde gelir ve sonradan çıkarılamaz. Nitekim bilgisayar kurulumu tamamlandıktan sonra kalan kabloların yönetilmesi ve kasa içine bir şekilde yerleştirilmesi gerekir.

Yarı Modüler Güç Kaynakları

Yarı modüler güç kaynaklarında kabloların sadece bir kısmı çıkarılabilir haldedir. Yani bileşen kablolarının bir kısmı sökülüp bir kenara konulabilir. Bu, kurulum sürecinde size biraz daha esneklik sağlar ve kablo yönetiminizi bir dereceye kadar özelleştirmenize olanak tanır.

Modüler PSU’lar kadar olmasa bile standart ürünlere göre daha ergonomik yapıdadır. Ayrıca modüler olanlar kadar pahalı değildir ve bir orta yol sunar.

Tam Modüler Güç Kaynakları

Modüler güç kaynakları, kurulum ve kablo yönetimi söz konusu olduğunda üst düzeyde esneklik sağlıyor. Adından da anlaşılacağı gibi, tamamen modüler bir kaynaktaki tüm kabloları çıkarabilir, sadece ihtiyacımız olanları kullanabiliriz.

Ayrıca kendi sisteme bağı olarak daha mantıklı olan kabloları kullanma seçeneğiniz de var. Örneğin iki farklı GPU kablosuna ihtiyacınız olmayabilir. Bunlardan birini çıkarabilir ve daha fazla depolama alanına erişmek için ekstra bir SATA güç kablosuyla değiştirebilirsiniz.

Tamamen modüler üniteler, modüler olmayan veya yarı modüler ünitelerden daha fazla özellik sunar. Nedenini biliyorsunuz. Bunlar oldukça pahalı ürünler ve bütçeyle ilgili sorunu olmayanların tercihi.

Sistemimize enerji sağlayan bu donanımın da çeşitli farklı form faktörleri mevcut. Ancak hepsi de daha önce belirttiğimiz gibi ATX standardına dayanıyor. Güç kaynağının form faktöründen ve ATX türevlerinden bahsederken aslında sadece boyutları konuşuyoruz. Kafanız karışmasın, kısaca da açıklayalım.

ATX Güç Kaynağı

ATX bildiğiniz gibi piyasadaki çoğu güç kaynağı üreticisi tarafından kullanılan standart form faktörü. ATX PSU’lar için iki farklı boyut mevcut: ATX PS/2 ve ATX PS/3.

ATX PS/2 biraz daha uzun ve yüksek watt değerlerine sahip birçok üst düzey güç kaynağı ATX PS/2 form faktörünü kullanıyor. Öte yandan, bazı güç kaynakları bazen mikro ATX PSU olarak da adlandırılan ATX PS/3 form faktörüyle üretiliyor. Ancak bu terim resmi olarak kullanılmamakta.

ATX boyutlu anakartlarla (çoğunlukla) uyumluluk sağlayan PC kasaları her zaman her iki ATX PSU form faktörünü de desteklemekte. Ancak daha uzun olan üst düzey PSU’lar her zaman her PC kasasına sığmadığından buna dikkat etmeniz gerekiyor.

SFX Güç Kaynağı

SFX güç kaynağı ATX tasarımından çok daha küçük. Üretim amacını da tahmin etmiş olmalısınız. Küçük form faktörlü (small form factor, SFF) PC’lere kolaylıkla sığması için özel olarak tasarlanmakta. Bildiğiniz gibi piyasada farklı boyutlarda anakartlar mevcut. Bazı PC kasaları SFX güç kaynaklarına ve Mini-ITX anakartlara uyacak şekilde tasarlanıyor.

SFX PSU’lar aslında ATX boyutlu PSU’lardan çok farklı değildir, sadece daha boyut olarak daha küçük. Yani ATX veya micro-ATX anakartlarınızla da tamamen uyumlu.

TFX ve Flex-ATX güç kaynakları, sınırlı yükseklik veya uzunluk desteğine sahip belirli bilgisayarlarda kullanılıyor. Genellikle OEM bilgisayarlarda, sunucularda ve mini bilgisayarlarda daha çok rastlanır. Bu PSU’lar belirli bir kullanım durumu için tasarlanmıştır ve tüketici pazarında aktif olarak satışı yoktur.

Intel ATX12V v3.0 standardı tüm üreticiler tarafından kullanılmaya başlandı. Bu tür güç kaynakları, 450 W’tan fazla güce sahip olması koşuluyla ekran kartları için yeni 12+4 pinli konnektöre sahip olabilecek ve kısa süre için maksimum nominal kapasitesinin %200’üne kadar çıkmasına izin veren çeşitli özelliklere sahip olacak.

Yeni ATX standardı ayrıca gelecek nesil ekran kartlarında herhangi bir kapanma veya farklı uyumluluk sorunlarının olmayacağını da garanti ediyor. Artık güç kaynağı ekran kartının güç sınırını ayarlayabilecek. Dolayısıyla ekran kartınız için en uygun güç kaynağını seçmek artık daha mühim bir hal aldı. Alternatif Düşük Güç Modlarının (Alternative Low Power Modes-ALPM) tasarım ve verimlilik gereksinimlerinde daha düşük güç tüketimine izin veren bazı değişiklikler de bulunuyor.

ATX 3.0 standardının getirdiği başlıca değişikliklere bakalım:

  • Eklenti Kartları (GPU) için yeni 12VHPWR konektörü 600W’a kadar güç sağlayabilecek.
  • 12VHPWR PSU’lar sunulabileceği maksimum güce göre etiketlenecek.
  • 450W’tan fazla güce sahip tüm PSU’ların en yeni ATX özelliklerini karşılaması için 12VHPWR konnektörüne sahip olması gerekecek.
  • Güç kaynağı güç yeteneklerini PCIe kartına bildirecek, böylece güç sınırı buna göre ayarlanacak.
  • PSU’lar ömürleri boyunca yılda 175.200 kez bozulmadan açılıp kapanabilmeli.
  • Düşük yük verimliliğindeki değişiklikler: 10W veya maksimum nominal kapasitenin %2’si için %60’ın üstü verimlilik gerekli ve %70’in üstü tavsiye ediliyor.
  • Uyumlu PSU platformları için yüksek güç artışlarına karşı artırılmış tolerans: %10 görev döngüsü ile 100μs için PSU’nun nominal gücünün %200’üne kadar.
  • Geçici yükler için artan dönüş hızları (+12V kanal için 2,5 – 5 kat daha yüksek).
  • 12V kanal, daha düşük voltaj düşüşlerine izin vermek için 12.2V’a kadar çıkabilecek.
  • +12V kanalı için daha geniş yük düzenleme sınırları (PCIe konektörlerinde +%5 ila -%8 ve diğer konektörler için +%5 ila -%7).
  • PSU kanalları sıfır seviyede olmasa ve arada bir yerde olsa bile, daha hızlı yanıt ve sistemin uyanmasını sağlamak için Güç Açma (Power On) sinyalinin hızındaki değişiklikler yapıldı.
  • Daha önce Alternatif Uyku Modları olarak adlandırılan Alternatif Düşük Güç Modları (Alternative Low Power Modes-ALPM) için verimlilik ve tasarım gereksinimleri.
  • PSU’lardaki etiketler, diğerlerinin yanı sıra T1 ve T3 zamanlamaları içermeli.
  • 80 Plus’ın yanı sıra yeni bir sertifikasyon standardı olan Cybenetics sertifikası.
    • Cybenetics sertifikalarının sadece verimlilik için olmadığını belirtelim. Bu noktada ayrıca sessizlik isteyen kullanıcılar için gürültü sertifikası ve ilgili bir şasi için ses geçirmezlik sertifikası bulunuyor.

Etiketleme ve İşaretleme

PSU etiketleri, zamanlama değerlerini (T1 ve T3) içerecek ve herhangi bir 12VHPWR konnektörü, SENSE 0/1 pinlerine göre desteklenen maksimum güce göre etiketleniyor. Algılama hatlarının dinamik olması durumunda, ürün belgeleri takılı PCIe (grafik) kartlarının sayısına göre desteklenen güç seviyelerini açıklayacak.

12VHPWR Kablo Bağlantısı

Yeni 12VHPWR konnektörü ATX12V v3.0 ile standardı ile birlikte kullanıma sunuldu. Altı güç dağıtım pininin her biri, on iki kontağın tümüne enerji verildiğinde +12 VDC’de ortam sıcaklığı koşullarının üzerinde 30 °C T-Rise sınırıyla 9.2A’ya kadar destek sunacak. Bu da 12V çıkış ile teorik olarak toplamda 662.4W güç sunulabileceği anlamına geliyor.

Bu herkesin sorduğu önemli bir soru. Sorunun yanıtı ise tamamen sistem donanımına bağlı. İnternet ortamında sistemin tahmini güç tüketimini hesaplayan birçok web sayfası mevcut olsa da, araçlar birbirinden farklı sonuçlar verebiliyor. OuterVision’ın Güç Kaynağı Hesaplayıcısı bu konuda başarılı araçlardan biri.

Açılır menüleri kullanarak CPU, RAM, GPU, depolama vb. gibi tüm donanımları tek tek ekleyin. En son “Calculate (Hesapla) butonuna tıkladığınızda size bir öneri sunulacak. Eğer web sayfalarına güvenmiyorsanız Technopat Sosyal‘de konu açarak bu konuda tecrübeli Technopat’lar ile yardımlaşabilirsiniz.

Güç Hesaplama Siteleri

PSU üreticileri tarafından oluşturulan ve ihtiyaç duyulan güç kaynağına dair tahminler sunan bazı hesaplama siteleri mevcut; örneğin Cooler Master ve BeQuiet!

Sunulan bu araçlar, bileşen satıcıları tarafından sağlanan varsayılan güç değerlerini kullanır ve çok değişken sonuçlar ortaya çıkabilir. Örneğin aynı sistem için Cooler Master 561W önerirken, BeQuiet! 692W maksimum güç tüketimi tahmininde bulunabiliyor. Bu da hatrı sayılır bir fark. Söylediğimiz gibi, böyle hesaplama araçları doğru sonuçlar vermiyor lakin ihtiyaç duyulan PSU’ya dair ipuçları almak için yardımcı olabilir.

Detaya inmek istiyorsanız resmi ürün sayfalarından bileşenlerin teknik özelliklerine bakabilirsiniz. AMD, Intel ve NVIDIA gibi büyük şirketler bu tür bilgileri detaylıca gösteriyor. Ancak her zaman tüm ayrıntıları bulmak kolay değildir.

SSD, Anakart, RAM, Soğutma

RAM ve anakart satıcıları, genellikle az enerji kullandıkları için (tıpkı depolama sürücüleri gibi) ürünleri için nadiren güç rakamları listeliyor. Bu noktada genel olarak bilgi sahibi olabilmek için aşağıdaki tabloya bakabilirsiniz:

DonanımDonanım TürüGenel Güç Aralığı (watt, W)
CPUÜst düzey masaüstü (10+ çekirdek)30 (boşta) | 120-250 (maksimum)
Orta sınıf masaüstü (6-8 çekirdek)15 (boşta) | 60-150 (maksimum)
Düşük seviye masaüstü (4-6 çekirdek)15 (boşta) | 60-120 (maksimum)
GPUÜst düzey ekran kartı30 (boşta) | 250-400 (maksimum)
Orta sınıf ekran kartı20 (boşta) | 175-220 (maksimum)
Alt sınıf ekran kartı20 (boşta) | 75-150 (maksimum)
AnakartATX4 (boşta) | 15-30 (maksimum)
Micro-ATX | Mini-ITX2 (boşta) | 5-20 (maksimum)
DRAM8 GB DDR4/51 (boşta) | 5 (maksimum)
SSDM.2 NVMe SSD0.5 (boşta) | 6 (maksimum)
HDDSATA 3.5″ 7200 RPM sabit disk3 (boşta) | 8 (maksimum)
SoğutmaKasa/soğutucu fan2-5 (maksimum)
    Tabloda genel anlamda bileşenlerin tüketeceği güç tüketim seviyelerini görebilir, buna göre yaklaşık hesaplamalar yapabilirsiniz. Ek bir detay olarak, aynı işlemciyi farklı anakart modellerine taktığınızda hepsinde farklı güç rakamları görebilirsiniz. Hız aşırtmaya izin veren premium modeller, genellikle hedeflenenden daha yüksek maksimum değerlere sahiptir.

Gereksinimlerinize ve bütçenize bağı olarak yaklaşık %15-20 oranında (watt) boşluk payı eklemenizi öneriyoruz. Ek olarak, bu konuda daha detaylı bilgiler için aşağıdaki makalemize göz atabilirsiniz:

  • Bilgisayar Güç Tüketimi Nasıl Ölçülür?

Günümüzdeki güç kaynaklarının çoğu, PC parçalarınızın elektriksel dengesizlik veya elektrik kesintisi nedeniyle hasar görmemesini sağlamak için yeterli kalite ve koruma mekanizmalarıyla birlikte sunuluyor. En azından bilindik markalarda durum böyle.

Ancak ani bir sistem kapanması Windows tarafında sorunlara neden olabilir. Genel olarak UPS olmayan bir bilgisayarın zarar görmesi oldukça düşük ihtimalli. Yine de ani sistem kapanmalarından olumsuz etkilenmek istemiyorsanız veya bilgisayarınızın kapanmasını istemiyorsanız bir UPS satın alabilirsiniz.

Dediğimiz gibi, bileşenlerinizin fiziksel olarak hasar görmesi konusunda fazla endişelenmenize gerek yok. Şu anda piyasada bulunan güç kaynaklarının çoğu bu felaketi önleyecektir. Ancak Windows bölümünün bozulma ve verilerin kaybolma olasılığı her zaman var. Doğrusu standart kullanıcıların pek fazla kesintisiz güç kaynağı (Uninterruptible Power Supply, UPS) ile işi yok. Daha çok iş süreçlerinde kesintiyi engellemek için kullanılıyor.

En az %20 boşluk payı (watt cinsinden) kalan bir ürün PC’niz için yeterlidir. Daha sonra daha yüksek TDP değerine sahip işlemci veya ekran kartına geçiş yapmak istiyorsanız daha fazla boşluk payı bırakmalısınız.

Sistem kapanmaları ve istikrarsızlık sorunları yaşıyorsanız güç kaynağınız sisteminiz için yetersiz olabilir. Bu senaryolar her zaman yaşanmayabilir. Örneğin CPU ve GPU, normalden çok daha ağır iş yüklerinde çalışıyorken daha fazla güç tüketir. Böyle durumlarda kapanmalar, stabilite sorunları ve hatta performans sorunları yaşayabilirsiniz.

Aynı şey hız aşırtma için de geçerli. Overclock yaparken sisteminizde gariplikler hissediyorsanız bu sorun PSU ile alakalı olabilir.

Bunun için doğrudan şu kadar diyemeyiz. Ancak PSU’lar bir bilgisayarın en dayanıklı, uzun ömürlü donanımlarından biridir. İyi kalitedeki bir güç kaynağı 10 yıl ve daha fazla dayanabilir. Ayrıca birçok üst düzey güç kaynağı da uzun bir garantiyle birlikte gelir.

Çoğu yeni güç kaynağı sıfır RPM fan özelliğiyle sunuluyor. Yani soğutma fanı yalnızca belirli bir watt eşiğine ulaşıldıktan sonra çalışıyor. PSU’nuzda bu özellik varsa fanın dönmemesi normaldir, gerektiğinde otomatik olarak dönmeye başlar. Diğer taraftan, güç kaynağınız bu özelliğe sahip değilse ve fanlar hiçbir zaman dönmüyorsa sorun başka olabilir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.