Dolar 33,0735
Euro 36,0541
Altın 2.601,77
BİST 11.154,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 34°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
34°C
Parçalı Bulutlu
Çar 34°C
Per 33°C
Cum 33°C
Cts 31°C

Yargıtay’dan şiddet mağduru eşleri ilgilendiren emsal karar

Yargıtay, şiddet mağduru eşleri ilgilendiren emsal bir karara imza attı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, devam eden fiziksel şiddete rağmen boşanma davası açmayıp evliliğe devam eden kadının bu davranışını hayatın olağan akışına uygun buldu.

Yargıtay’dan şiddet mağduru eşleri ilgilendiren emsal karar
23 Haziran 2024 10:26
53

İçtihat Bülteni Uygulamasından edinilen bilgiye göre, eşlerin birbirine açtığı karşılıklı boşanma davalarında davacı vekili, tarafların ortak iki çocuklarının bulunduğunu, davalı kadın eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak çalıştığı işyerindeki bir erkek ile ilişki kurduğunu ileri sürerek tarafların boşanmalarına, velâyetlerin babaya verilmesine ve ayrıca müvekkili yararına 50 bin TL maddi, 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etti.

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, tüm iddiaları inkârla, sadakat yükümlülüğüne aykırı herhangi bir davranışının olmadığını, karşı tarafın birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşine karşı sorumsuz ve ilgisiz davrandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, ağza alınmayacak küfürler edip evden kovduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetlerin kendisine verilmesini talep etti.

İlk Derece Mahkemesi, her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, ortak çocuklardan adına tedbir ve iştirak nafakası, kadın eş lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminat verilmesine hükmetti. Belirtilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunuldu.

Bölge Adliye Mahkemesi, kadın eşin eve başka bir erkek alarak sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği anlaşıldığından, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kadının ağır erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının tüm istinaf itirazlarının reddine, erkeğin kusur belirlemesi nafaka ve tazminatlar yönünden ileri sürdüğü istinaf itirazlarının kabulü ile erkek yararına maddi ve manevi tazminatın kabulüne ve kadın eşin nafaka ve tazminat istemlerinin reddine karar verdi.

Temyiz incelemesi neticesinde, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, her iki eşin eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle bozma kararı verdi. Bölge Adliye Mahkemesi, Özel Dairece her ne kadar erkeğin kadına yönelik fiziksel şiddetinin sürekli olduğuna değinilmişse de buna ilişkin kadın eşin anne ve babasının beyanlarına bakıldığında, ifadelerin yer ve zaman içermeyen soyut beyanlardan ibaret olduğundan bahisle direnme kararı verdi. Direnme kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulundu ve dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşındı.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: “Somut olayda süregelen fiziksel şiddete rağmen boşanma davası açmayıp evliliğe devam eden kadın eşin bu davaranışı hayatın olağan akışına uygundur”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, verdiği bozma kararında şu ifadelere yer verdi:
“Özel Daire bozma kararında belirtildiği gibi süreklilik arz eder şekilde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Tanık beyanları ile erkeğe fiziksel şiddet vakıası yüklendiğine göre, anlatımların bir bütün olarak değerlendirilerek fiziksel şiddetin sürekli olduğu da kabul edilmelidir. Bir bölümü esas alınan tanık beyanlarının, aynı konuya ilişkin devam eden bölümlerinin hatalı gerekçe ile hükme esas alınamayacağının kabul edilmesi doğru olmamıştır. Gerçekleşen olaylara göre tarafların kusurlu davranışları kıyaslandığında eşlerin eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Kanun koyucu; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu davranışlar sergileyen eşlere, boşanma sebebiyle ekonomik durumda meydana gelecek azalmaları tamamlama borcu yüklememiştir. Hâl böyle olunca kadın eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak erkek yararına tazminat ödenmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; boşanmaya sebep olan olaylarda kadın eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bu kusur belirlemesine bağlı olarak erkek eş yararına tazminat ödenmesine karar verilmesinin somut olaya ve hakkaniyete uygun olduğu, erkeğin iddia edildiği üzere süregelen fiziksel şiddeti karşısında boşanma davası açmayan ve evlilik birliğine devam eden kadın eşin bu davranışının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla boşanmaya sebep olan asıl olayın kadının sadakat yükümlüğüne aykırı davranışı olması nedeniyle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise; de bu görüş, yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çokluğuyla benimsenmemiştir.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.