Dolar 33,9762
Euro 37,6709
Altın 2.725,36
BİST 9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 25°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Paz 27°C
Pts 28°C
Sal 29°C
Çar 28°C

Korku Dolu Anlarda Neden Savaşmak ya da Kaçmak Yerine Far Görmüş Tavşan Gibi Donakalıyoruz?

Hiç beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkan bir tehlike ya da şaşırtıcı bir olay karşısında donup kaldığınız oldu mu? Kalbiniz hızla çarparken, kaslarınız âdeta taş kesilmiş gibi hareketsiz kaldığınız o anları hatırlıyorsunuzdur. Peki, neden bu tür anlarda hareket etmek yerine donakalırız?

Korku Dolu Anlarda Neden Savaşmak ya da Kaçmak Yerine Far Görmüş Tavşan Gibi Donakalıyoruz?
22 Haziran 2024 13:06
79

Tam tabiriyle “ölü taklidi” yapmak da dediğimiz bu durum, beynimizden tutun da evrimsel sürece kadar pek çok sebebe dayanıyor.

Savaşmak veya kaçmak yerine neden donakaldığımızın biraz daha derinine iniyoruz.

Şok anının beyindeki etkisi

Bir tehlike ya da ani bir olayla karşılaştığımızda, beynimizdeki amigdala adlı yapı alarm durumuna geçiyor. Amigdala, duygusal tepkilerimizin merkezi ve tehlikeyi algıladığı anda vücuda “savaş ya da kaç” sinyali gönderiyor.

Ancak, üçüncü bir seçenek daha var: donakalmak. Beynimiz, özellikle de prefrontal korteks bu üç seçenekten hangisinin en uygun olduğunu değerlendiriyor. Eğer kaçmak ya da savaşmak mümkün değilse, donakalmak devreye giriyor.

Donakalmak aslında avcı hayvanlardan kaçmanın veya tehlikeyi algılamayan birinin dikkatini çekmemenin bir yolu olarak evrimsel kökenlere dayanıyor.

Donakalmanın fizyolojik temelleri

Şok anında vücut adrenalin salgılıyor ve bu, kalp atışını hızlandırıyor, kaslara daha fazla kan pompalanıyor ve vücut hareket için hazırlanıyor. Ancak aynı anda parasempatik sinir sistemi de devreye giriyor ve vücudu sakinleştiriyor.

İki sistemin birbiriyle çelişen etkileri sonucunda da kaslar geriliyor ve hareketsiz kalıyoruz. Bu fizyolojik tepki ise potansiyel tehlike karşısında hareketsiz kalarak tehlikenin geçmesini beklememize olanak tanıyor.

Geçmişte, atalarımız avcı hayvanlar karşısında donarak tehlikeyi atlattılar.

Donmak, avcı hayvanların dikkatini çekmemek ve dolayısıyla hayatta kalma şansını artırmak için bir savunma mekanizmasıydı. Günümüzde ise bu mekanizma, örneğin ani bir kaza tehlikesi ya da beklenmedik bir olay karşısında hareketsiz kalarak zarar görmekten kaçınma şeklinde kendini gösteriyor.

Şok anında donakalma durumu, sadece fizyolojik değil psikolojik de bir tepki.

Beyin, ani ve beklenmedik bir durumu algıladığında, olayı anlamlandırmak için zaman kazanmak amacıyla geçici olarak hareketsiz kalıyor. Bu süre zarfında beyin, en uygun tepkiyi belirlemeye çalışıyor.

Ayrıca donup kalan bazı kişiler o anki travmayı ya çok az hatırlıyor ya da hiç hatırlamıyor. Bu da akıl sağlığımızı korumada aslında birer kalkan görevi görüyor.

Donakalmak hayatta kalma içgüdümüzün bir parçası olarak da varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bir dahaki sefere beklenmedik bir durumla karşılaştığınızda ve donakaldığınızda, bilin ki bu, vücudunuzun ve beyninizin sizi koruma yöntemlerinden biri.

Kaynaklar: Populer Science, Vinmec, National Library of Medicine, Science ABC, Psych Central

Bu içeriklerimize de göz atabilirsiniz:

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.