Dolar 32,6140
Euro 35,4046
Altın 2.506,72
BİST 10.851,78
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 31°C
Açık
İstanbul
31°C
Açık
Pts 32°C
Sal 32°C
Çar 32°C
Per 32°C

Yer altındaki gizli dünyanın sırrı çözüldü: Yatak odaları mutfakları ve tuvaletleri bile var

Diyarbakır’da 1984 yılından bu yana kör fareler (Nannospalax ehrenbergi) üzerinde bilimsel çalışmalar yapan Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Coşkun, kör farelerin yaşamına dair sıra dışı açıklamalarda bulundu. Coşkun, kör farelerle ilgili; “Asurlular ve Sümerler döneminde bu hayvanların sütünün içilmesinin kör gözlere şifa olacağı şeklinde bir inanç var. Yer altında açtıkları tünellerde oldukça düzenli bir yaşamları var. Mesela bunların oturma odaları, besin depo odaları, mutfakları ayrı ayrı” dedi.

Yer altındaki gizli dünyanın sırrı çözüldü: Yatak odaları mutfakları ve tuvaletleri bile var
11 Haziran 2024 12:41
32

Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Coşkun, 1984 yılında bu yana kör fareler (Nannospalax ehrenbergi) üzerinde bilimsel çalışmalar yapıyor.

Coşkun, literatürde Asurlular ve Sümerler zamanında sütünü içenlerin gözlerinin açıldığına dair bilgi olan, şimdilerde uzun yaşam ve kanserle ilgili çalışmalarda kullanılan, kimi zaman da yer altındaki tarihi eşyaları toprakla yüzeye çıkartarak, arkeolojik kazılar için ipucu veren kör farelerin yer altındaki sıra dışı yaşamını anlattı.

Kör farelerin yer altında çok düzenli ve titiz bir yaşam sürdürdüğünü belirten Prof. Dr. Coşkun, “Kör fareler, Türkiye’de geniş dağılış gösteren memeli hayvanlarımızdan bir tanesidir. Hepimiz bunları hemen hemen yakından tanırız. Çünkü yüzeye çıkardıkları topraklardan tanınabiliyor ama bazen köstebeklerle karıştırılıyor. Anadolu’nun büyük bir kısmında köstebekler bulunmuyor. Köstebeklere sadece Karadeniz sahil bölgelerinde, Akdeniz sahil bölgelerinde ve İstanbul civarında rastlayabiliyoruz. “

Yatak odaları ve mutfakları bile var

Yer altında açtıkları tünellerde oldukça düzenli bir yaşamları var. Mesela bunların oturma odaları, besin depo odaları, mutfakları ayrı ayrı. Ayrıca idrar ve dışkılarını bırakacakları çukurluklar var. Özellikle yavru dönemleri için yatak odaları hazırlıyorlar. Burası yavruların büyütüldüğü odalar olarak kullanılıyor. Bu odaya, yerin altında çok sayıda giriş ve kaçış tünelleri var. Yani yavruların güvenliği için oldukça karmaşık bir yapı oluşturuyorlar. Esas yuvanın olduğu yer çok derin. 1,5 metreye kadar inebiliyor. Ama beslenme için açtıkları yüzeyler 10 ile 15 santimetre kadar yukarılarda bulunabiliyor. Burada rastladıkları özellikle yumru şeklindeki besinleri toplayıp kışlık yiyecek olarak kendilerine biriktiriyorlar. Bunların bakımını her zaman yapıyorlar. Çürümelerine engel oluyorlar. Çürüyenleri toprakla birlikte dışları atıyorlar” diye konuştu.

‘Toprağı zenginleştiriyorlar’

Kör farelerin kimi zaman tarım ürünlerine zarar verdiği yönünde düşüncelerin olduğunu ancak toprağı karıştırma ve tüneller açmalarıyla havalandırma konusunda tarıma yarar sağladığını söyleyen Prof. Dr. Coşkun, “İnsanlar tarım ürünlerine zarar verdiğini düşünüyorlar. O çıkardıkları topraklarla ürünlerine zarar verdiklerini düşünüyorlar. Aslında o kadar çok büyük zararları söz konusu değil. Özellikle patates, soğan ve havuç benzeri tarlalarda zarar oluşturabilirler ama patates ve soğanı pek sevmiyorlar. Havuçları severek yiyorlar. Bunların çok büyük bir zararının olduğunu düşünmüyorum. Ama bu zararların yanında, toprağı zenginleştirmeleri ve altüst etmeleri bakımından oldukça büyük yararları söz konusu. Toprağı havalandırıyorlar, altüst ediyorlar, karıştırıyorlar ve yeni yeni şeylerin oluşmasına sebep oluyorlar. Zenginleşmenin, humuslaşmanın oluşmasına katkı sunuyorlar” ifadelerini kullandı.

‘Literatürde var’

Prof. Dr. Yüksel Coşkun, kör farelerin yer altındaki tarihi eserleri toprakla yüzeye çıkartarak arkeolojik kazılar için önemli ipuçları verdiğini, Asurlular ve Sümerler döneminde körlere şifa diye sütlerinin içildiğini belirterek, şöyle konuştu: “Kör farelerin ayrıca insana arkeolojik kalıntıları çıkartmaları bakımından da faydaları olabiliyor. Birçok kazı alanında, yer altında bulunan malzemeleri toprakla dışarı atmaları bakımından yararlı oluyorlar. Eski Sümer inançlarına göre de sütlerini içenlerin gözlerinin iyileştiği yani kör olan insanların kör farelerin sütünü içerlerse gözlerinin açılacağı şeklinde inançları var. Literatürde böyle bir bilgi var. Özellikle Asurlular ve Sümerler döneminde bu hayvanların sütünün içilmesinin kör gözlere veya ama olan gözlere şifa olacağı şeklinde bir inanç var. Yer altında oksijen ortamı ve oranı düşüktür. Kör fareler, oksijensiz ortamda yaşama şansını yakalayabilen hayvanlardan biridir. Dolayısıyla yaşlanmayla ve kanserle ilgili yapılan çalışmalar bunlar üzerinde de yoğunlaşmış vaziyette.” ‘

‘Görme yetilerini kaybettiler’

Prof. Dr. Yüksel Coşkun, ‘kör fare’ denilmesi ile ilgili olarak da, “Kör fareler, yer altında kazdıkları tünellerde yaşadıkları için zamanla evrim geçirerek son hallerini almışlardır. Gözleri, kulak kepçeleri ve kuyrukları dumura uğramıştır. Gözleri deriden bir perde ile örtülüdür, görmüyorlar. Burunlarının etrafındaki kıllar ve hassas duyu organları sayesinde yönlerini bulurlar. Zamanla evrimleşerek görme yetilerini kaybettikleri için de ‘kör fare’ olarak anılmışlardır” dedi.

Yatak odaları mutfakları ve tuvaletleri bile var

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.