Dolar 33,9762
Euro 37,6709
Altın 2.725,36
BİST 9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 25°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Paz 27°C
Pts 28°C
Sal 29°C
Çar 28°C

Başka Bir Aktiviteyle Meşgul Olduğumuzda Nasıl Oluyor da Çektiğimiz Dayanılmaz Acıyı Unutuyoruz?

Spor esnasında müzik dinlemek veya dayanılmaz bir karın ağrısıyla boğuşurken beynimizi başka şeylerle meşgul etmek, genellikle hissettiğimiz ağrıyı ve yaşadığımız zorluğu unutabilmemize büyük oranda yardımcı olur.

Başka Bir Aktiviteyle Meşgul Olduğumuzda Nasıl Oluyor da Çektiğimiz Dayanılmaz Acıyı Unutuyoruz?
27 Nisan 2024 09:36
76

Keza doktorun küçük bir çocuğa aşı yaparken onunla konuşarak dikkatini başka yere çekmeye çalışması da aynı amaca hizmet eder. Başka bir şeye odaklanalım ki acıyı yok sayalım!

Peki başka bir şeyle meşgulken acıyı unutmamızın arkasında nasıl bir mantık var?

Bu biyolojik fenomene, nörolojik açıdan bakalım.

Ağrı, her zaman araştırılması karmaşık ve açıklanması zor bir olgu olmuştur ancak 1965 yılında bir psikolog ve sinir bilimci, acıyı ne şekilde deneyimlediğimiz noktasında yeni bir teori ortaya atar ve buna ağrının kapı teorisi ismini verir.

Ağrının kapı teorisi omuriliğimizin, ağrı sinyallerinin beyne iletilmesini kontrol ettiği mekanizmaları açıklar. Kapı açık olduğunda sinyal beyne geçerken, kapalı olduğunda bu sinyaller beyne gitmez ve ağrı hissi zayıflar.

İşin ilginç tarafı ise bazı aktiviteleri yaparak bu kapıyı kapatabilmenin mümkün olmasıdır.

Acıyı hissetme süreci, sinir sistemi ile vücudun geri kalanı arasında bir etkileşim içerir ve acının başlangıcı, sinir sistemi hücreleri olan nöronların dışarıdan gelen bir uyarıyı algılamasıyla başlar.

Örneğin ayağınız takıldığında ve diziniz yere sürttüğünde nöronlar, bu hareketi hisseder ve elektrikle yüklenir. Aslında bu his de sıcaklığa, dokunmaya, kimyasallara ve hatta belirsiz iç organ ağrısına tepki olarak gerçekleşir.

Bayrak yarışı ise tam da bu noktada başlar.

Birinci duyu nöronu, “Bize bir şey çarptı” mesajını bir sonraki nörona, o da bir sonraki nörona iletir. Bu sayede verilmek istenen mesaj, beyne çok kısa bir sürede ulaşır. 

Öte yandan vücuttan beyne giden bayrak yarışında da genel itibarıyla üç tip nöron rol oynar. Birinci dereceden nöron, onu omurilikte bulunan ikinci derece nörona iletilir. O da sinyali, beyne ileten üçüncü derece nörona iletilir. Tüm bu nöronlar da omurilik yoluyla beyne bağlanır.

Ağrının kapı teorisi ise omurilikteki bu nöronların büyüleyici etkileşimi sebebiyle dikkatimizin, acıyı hissetmekten uzaklaştığını öne sürer. 

Ayrıca endorfinler, vücudun doğal ağrı kesicileridir.

İnsan beyni, hissedilen ağrının şiddetini azaltmak için endorfin salgılar ve burada da nöronlar rol oynar. Böylece endorfinler de nöronlar arasındaki ağrı sinyalini azaltabilen bir maddenin çok daha az salınmasına sebep olur. 

Bunun dışında dans etmek, şarkı söylemek veya davul çalmak, endorfin salınımını tetikler. Bu kimyasal salınım da zorlu geçen bir spor sonrasında ağrı toleransının artmasına eşlik eder. 

Kaynaklar: Hindawi, National Library of Medicine

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.