Dolar 19,1750
Euro 20,7916
Altın 1.214,64
BİST 4.812,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Çok Bulutlu
İstanbul
18°C
Çok Bulutlu
Paz 17°C
Pts 15°C
Sal 9°C
Çar 9°C

Birden fazla dil konuşmak demans hastalığını yavaşlatabilir

Sidney Üniversitesi klinik araştırmacısı Amira Skeggs tarafından yönetilen ve prestijli Journal of Neurology’de yayınlanan bir araştırmaya göre, birden fazla dil bilip bunları aktif olarak kullanmak demans hastalığını yavaşlatabilme etkisine sahip.

Birden fazla dil konuşmak demans hastalığını yavaşlatabilir
A+
A-
14.03.2023
22
ABONE OL

Araştırmacılar, birden çok dil bilmenin ve bunları aktif olarak kullanmanın demansla baş etmede nörolojik bir kalkan görevi görebileceğini buldular.

Çalışma, davranışsal varyant frontotemporal demans (bvFTD) olarak bilinen üç hastalık türünden birine odaklandı.

Amerika Pediatri Akademisi’ne göre frontotemporal demans, tipik olarak 65 yaşından önce teşhis edilen bir dizi genç başlangıçlı demans sendromunu ifade eder.

Geçen ay ABD’li aksiyon yıldızı Bruce Willis kendisine frontotemporal demans teşhisi konduğunu duyurdu.

İlerleyici nörodejeneratif hastalık, davranış, kişilik, dil ve duygulardan sorumlu beyin bölgelerini etkiler.

Kültürel birikim bilişsel rezervi güçlendirir

Bayan Skeggs, “BvFTD gibi nörodejeneratif sendromlar söz konusu olduğunda, kültürel olarak çeşitli insanlar, hastalığın daha geç başlangıcına sahip olabilir çünkü dayanıklılıklarını veya bilişsel rezervlerini artırabilecek başka faktörlere sahiptirler” ifadelerini kullandı.

Bilişsel rezerv, zihinsel gerileme belirtileri ortaya çıkmadan önce beynin nörojeneratif hastalığı atlatmasına yardımcı olan bir tür nöral kaledir.

Bayan Skeggs, “Kültürel olarak farklı hastalarda, daha yüksek düzeyde bilişsel rezerve sahip olma eğilimi var. Çok dil bilmek, eğitim, karmaşık bir meslekte uzun süre çalışmak gibi tüm bu faktörler bir araya gelir ve sizi bilişsel gerilemeye karşı bir noktaya kadar daha dirençli hale getirir” açıklamalarında bulundu.

Araştırmacılar, üç gruba ayrılan 107 kişinin klinik semptomlarını karşılaştırdı.

Bayan Skeggs, “Karşılaştırmalar, İngilizce olmayan bir ana dili konuşan grubun diğer gruplardan sözlü testlerde daha kötü, ancak sözlü olmayan testlerde daha iyi performans gösterdiğini ortaya çıkardı. İngilizce konuşmayan gruptaki zayıf sözel performans muhtemelen mevcut klinik testlerdeki kültürel önyargılardan etkileniyor, bu nedenle düşüş göstermelerinin nedeni aslında düşüşte olmaları olmayabilir” dedi.

Bayan Skeggs ayrıca, iki dil bilen hastaların sevdikleriyle hala İngilizce dışında bir dilde iletişim kurabildiklerini ve bunun da hastalık kötüleştikçe hastalığı yönlendirmelerine yardımcı olabileceğini keşfetti.

Skeggs, “Hastalık başlamadan önce İngilizce’yi mükemmel şekilde konuşan Vietnamlı bir hastamız vardı, ancak hastalık ilerlediğinde İngilizce yeteneğini tamamen kaybetmişti ve 50 yılı aşkın bir süredir İngilizce’yi mükemmel bir şekilde konuşmasına rağmen yalnızca Vietnamca iletişim kurabiliyordu” dedi.

Teşhis sırasında tercüman bulundurmak gibi alternatifler sunmak için kliniklerin hastanın kültürel geçmişi ve birden çok dili konuşma becerisi hakkında bilgi toplamasını tavsiye etti.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.